Monaco Monte Carlo Fransız Rivierası
Fransa sınırları içerisindeki bağımsız devlet, aslında prenslik olan Monaco’da gezmek nasıl bir duygu derseniz “her yönüyle çok ilginç” derim. Burası bir şehir devleti, yani Monaco Prensliği aslında bir şehir. Ben anlatayım, ilginç olup olmadığına siz karar verin. Formula 1 araba yarışlarından Casino Monte – Carlo’ya, Grace Kelly’den James Bond filmlerine, düşük gelir düzeyi olmayan dünyadaki tek devlet olmasından limandaki yatlara, sokaklarındaki lüks arabalardan Nice Havalimanı’na helikopter transferine, Okyanus Enstitüsü ve Müzesinden mimarisine kadar küçük bir şehirle (devletin içinde) ilgili anlatılacak çok sayıda konu var.
Anlatmak için Monaco ve Monte Carlo’yu seçmemin 3 sebebi: saygıları, mütevazi davranışları ve müthiş planlama. Avrupa’da sürücüler korna çalmaz, çok nadirdir, trafik ışığı değil dikkatli olmak kuraldır. Ama tur otobüsüyle şehrin içinden geçerken Ferrari, Bentley, Rolls Royce veya benzer bir araba sizin hantal otobüsünüze yol veriyorsa, saygı; bebek arabasını katlayıp Maserati’sinin bagajına yerleştiren kadın, mütevazilik; sahil kenarı genişliği 100 metre olmayan dağlık bir bölgeye 30 katlı gökdelenler, tesisler ve altyapı – üstyapı yapabiliyorsanız, planlama demektir.
Monaco Prensliği’nin kapladığı alan bizim şehirlerimizdeki bir semt kadar ancak eder. İstanbul ölçeğinde Sarayburnu bölgesi Sultanahmet, Ayasofya, Topkapı, Kumkapı hattından denize kadar veya Ankara Ümitköy kadar bir alanı veya İzmir Alsancak – Çankaya – Konak toplamı kadar boyutlarında bir alanı ancak var. Fakat önemli olan boyutları değil tabi ki; siyasi, ekonomik ve marka olarak gücü.
Monaco nerede? Güneydoğu Fransa’da, Fransız Rivierası olarak bildiğimiz bölgede bulunuyor. Buranın resmi adı “Provence Alpes Côte d’Azur” bölgesi, yani tam Türkçesi “Alp (dağları) Eyaleti gökmavisi sahil kesimi” demek. Kısaca Côte d’Azur (Türkçe söylersek Kot Dazur) bölgesi; Toulon kentinden Menton’a kadar uzanan, kuzeyinde Alplerin bulunduğu sahil şeridinin adı. Merkezi Marsilya (Marseille), en önemli veya bilinen diğer şehirler Nice, Cannes, Saint-Tropez ve Monaco sayılır. Nice şehrinden (Fransa) Menton şehrine (Fransa) giderken otoyolun deniz tarafında küçük yerleşimler görünür. Burası dağların dik yamaçlarının denize uzandığı bölge. Otoyoldan giderseniz Villefrenche sur Mer, Beleieu sur Mer, Eze village, Cap D’ail gibi yerlerin sadece tabelalarını görürsünüz, yukarıdan az sayıda ev görünüyor, esas güzellik alt yol veya denizden geldiğinizde görülüyor. Sahil yolundan gidiyorsanız Cap D’ail kasabasından sonra Monaco Prensliği’ne gelirsiniz.
Kısa bir tarih altyapısıyla Monaco ve Monte Carlo’yu anlatmaya bir yerden başlayayım. Osmanlı Devleti belgelerinde Ceneviz Krallığı, kendi deyimiyle Cenova Cumhuriyeti denilen Cenova şehrinde deniz ticareti ile uğraşan etkili bir aile olan Grimaldi ailesi ile Monaco hikayemiz başlıyor. Cenova’lı Grimaldi ailesi 1297 yılında Monaco Kalesi’ni basit bir hile ile ele geçirir. François (Francesco) Grimaldi keşiş kılığında kaleye girmeyi başarır sonra ailenin diğer üyelerini kaleye alarak Monaco’yu fethetmiş olur. Ama Monaco’yu 1301’de Napoli Krallığı’na geri vermek zorunda kalır. 1342 yılında Fransa Kralı tarafından Grimaldi ailesinin başı olan Carlo Grimaldi’ye “Monaco Senyörlüğü” ünvanı verilir ve aile 1342 yılından bugüne kadar Grimaldi hanedanlık merkezi olarak Monaco’da yaşamaya (Monaco Prensliği adıyla) devam eder. Ailenin denizcilik ve çeşitli sanayi kuruluşlarından oluşan çok sayıda şirketi ve yatırımı bulunuyor. Fransa ile yapılan anlaşmaya göre (anlaşma en son 2002 yılında güncellendi) Monaco Prensliği dış politika ve güvenlik konularında Fransa’nın parçası olarak; içişlerinde ise serbest olarak Grimaldi soyadını devam ettirme ve Monaco Senyörlüğü hakkını taşıyor. Hemen belirteyim Türk Dışişleri’nin Monaco’da temsilciliği yok.
Monaco’ya nasıl gidilir? En yakın havalimanı Nice şehrinde bulunuyor. Nice’ten helikopter kiralayıp Monaco’ya gelmeniz 20 dakika falan sürüyor. Nice’ten trenle Monaco’ya gidebilirsiniz yaklaşık 1 saat sürer. Diğer yakın havalimanı Cenova (İtalya) şehrinde ama Cenova’dan Nice trenle, oradan Monaco’ya otobüsle çok uzun yol ve uzun süre. Daha kolayı var, tura katılın: Bella Italy rotası, İtalya Fransa İspanya rotası, Alpler rotası veya Nice Cannes Monaco rotası turlarına katılıp gidebilirsiniz. Benimle (Tolga Günaydın) bağlantı kurun, buraya giden turları önereyim; belki katılacağınız turun rehberi olarak gelirim, şansınıza 🙂
Monaco’ya ne zaman geldik? Otoyoldan gelirseniz şehre tepeden düşer gibi iniyorsunuz. Sahil yolundan geldiğinizde bile şehre girdiğinizi pek anlamıyorsunuz çünkü ortada bina, yerleşim yok. Bütün binalar bir anda karşınıza çıkıyor, aslında aşağıda kalıyor 🙂 Önce binaların arasındaki mezarlığı sonra 2. Louis Stadı’nı ve batı yat limanını (Fontvielle) tepeden görüyorsunuz, sonra onların yanında Monaco Kalesi ve aşağıda diğer binalar. Tepesinde helikopter pisti olan binalardan biri hastane, diğeri residans. Sizin binanızın üzerinde helikopter pisti yoksa helikopterinizi nereye park edeceksiniz? Herkesin kullanabildiği Heli-Port bulunuyor, sahil kenarında, gürültü yapmayın lütfen şehirde 100’den fazla helikopter var.
Monaco Prensliği sınırları içerisinde dolaşmak hem kolay hem zor, sarp dağın sahil kesiminde kurulan şehir çoğunlukla dik sokaklardan oluşuyor. Deniz kenarında kalan bölgeleri ise geniş düzlüğe sahip nadir ve pahalı semtler. Monaco’daki evlerin metrekare fiyatı 50.000 dolar USD ile başlıyor, üst sınır bilinmiyor. Evin konumu, türü, metrekaresi, çevresi vs gibi etkilere göre değeri yükseliyor. Düz alan dar olduğu için bütün apartmanların altında 6-7 kat aşağı inen otoparklar var. Şehrin içinde, kalenin altında ve sahilde denizin altında halka açık otoparklar bulunuyor. Uluslararası şirketlerin bazıları prestij amaçlı olarak Avrupa içerisinde irtibat ofisi veya şubelerinden birini Monaco’da açıyor.
Monaco Kalesi üzerindeki önemli binalar
Okyanus Araştırmaları Enstitüsü ve Müzesi: Monaco Kalesi sahil kenarındaki büyük tepenin tamamı. Karşınıza çıkan ilk bina 1910 yılında kurulan Okyanus Müzesi (Institut Oceanographicque Museum). Monaco Prensi 3. Rainier 1957 yılında okyanus araştırmaları için sponsor olur ve sonraki yıllarda hepimizin tanıyacağı ünlü kaptan Jacques-Yves Cousteau (Kusto) aynı yıl Okyanus Müzesi’nin direktörlüğüne getirilir ve 1988’e kadar görevine devam eder. Bina kadar içerisi de müthiş, kesinlikle girmeniz gerek çıkmak 4 saat sürüyor. Bu denizaltı müze için yaptırılmış, iki kişilik ve araştırmalarda kullanılmış 1967 yapımı.
Bu bölgedeki binaların hemen hepsi devlet dairesi; polis merkezi, sağlık hizmetleri, parlamento, sahil güvenlik, ticaret odası, bakanlar kurulu gibi binalar. Dış cepheleri 1700 – 1800’lü yılların tarzında korunuyor, içleri modernize edilmiş. Aralarında Parlamento Binası tamamen yeni yapım bir bina.
Kraliyet Sarayı ve diğer binalar: Kraliyet Sarayı önündeki gülleler ve toplar eskiyi hatırlatmak için kullanılan sembolik görüntü. Sarayın aktif kullanılan kapısındaki nöbetçi oldukça rahat halde nöbet tutuyor. Sarayın önündeki kılıçlı keşiş heykeli Grimaldi ailesinin Monaco’yu ele geçiren François Grimaldi.
Monaco St. Nicholas Katedrali (Kraliyet Kilisesi): veya kısaca Monaco Katedrali 1874 yapımı, aslında 1252’de yapılmış eski kilisenin üzerine inşa edilmiş. Kraliyet ailesini ilgilendiren bütün törenler bu kilisede düzenleniyor ve kraliyet ailesinin hemen tüm üyeleri gibi 1957-2005 yılları arasında Monaco Prensi olan 3. Rainier ve eşi Amerikalı sinema sanatçısı Grace Kelly’nin mezarları da bu kilise altında bulunuyor.
Monaco Grand Prix
F1 Formula yarışlarının en zor, en yavaş, en riskli ve en prestijli etabı olan Monaco Grand Prix’i yarışı Monaco şehir içinde yapılan yarıştır. 1929 yılında Monaco Grand Prix’i yarışları yapılmaktadır. Monaco sokakları dar, sert virajlı olduğu için araçların birbirini geçmesi ve hız yapması çok çok zor. Peki madem bu kadar zor bir yarış, neden Monaco şehir içinde düzenleniyor? Birincisi, Formula 1 yarışlarının babası sayılan Grand Prix’nin doğduğu ve desteklendiği yer Monaco, ikincisi yarışa verilen sponsorluk desteği, üçüncüsü Monaco şehri F1 yarışları için vazgeçilmez bir reklam ve marka değeri. Son olarak başka hiçbir şehrin içi buradaki yarışın tadını veremez. Sahil yolundan yukarı, Casino Monte Carlo, Fairmont otel inişi, tünelden geçerek Herkül Limanı’na (Monaco Limanı) geliş ve aynı rotayı tekrarlamak.
Monte Carlo bölgesinin veya semtinin özellikleri
Burası, Monaco şehrindeki bir semt. Kayalık bir bölgenin üzerinde ama en azından diğer semtlere göre düz ve büyük bir kayanın üzerinde. Zaten genişliği yüzünden burayı turizm ve yerleşim geliştirme amaçlı planlamışlar. Peki bu şehir planlamasını ne zaman yapmışlar? 1849’da planlama yapmış ve uygulamışlar. Casino’nun karşısı büyük bir park, havuzlar ve subtropikal ağaçlardan oluşan bir koruluk. Çevrede 15-20 katlı bina sayısı çok fazla ama kesinlikle çok titiz planlama ile inşaat yapılıyor.
Casino Monte Carlo otel – kumarhane – eğlence tesisi
Monaco’da “Casino” denilince “Casino Monte Carlo” anlaşılır. Monaco’da ve Fransa’da açılan ilk kumarhane olduğu için şehirdeki “Casino” tabelalarını takip ederek burayı bulabilirsiniz. Aslında sadece kumarhane değil, otel olarak hizmet verir ve hem tiyatro hem de bale sahnesi olarak kullanılan salonu var. 1856 yılında otel ve SPA olarak yapımına başlanır ve 1863’te tamamlandığında Monaco Prensi 3. Charles kumarhane olarak kullanılmasına izin verir çünkü o tarihte Fransa’da kumarhane yasaktır. Böylece zengin Avrupa’lı turistleri prensliğine çekmeyi başarır. Burada belirteyim, Monaco vatandaşlarının casinoya girmesi yasaktır. Kapısının önünde herkes fotoğraf çektirir hem bina mimarisi, hem buranın havası, hem de kapısındaki süper arabalar bunda önemli bir etken. İçeriye şöyle bir bakayım derseniz 10 Euro verip görüp çıkabilirsiniz, oyuna girecekseniz belli bir lot yatırmanız gerekiyor. Çevrede başka Casino’lar da var ama onlara adıyla hitap ediyorlar.
Monte Carlo; prestij ve reklam
Monaco’da veya Casino Monte Carlo çekilen önemli filmlerin birkaçını buraya yazarsam yeterli olur sanırım;
1953 yapımı ilk Bond filmi olan Casino Royale filminde Bond’un oteli olarak Casino kullanıldı
1995 yapımı Bond filmi olan Golden Eye filminde Monaco’da çekilen sahneler kullanıldı
2004 yapımı Ocean’s Twelve filminde Casino kullanıldı
2007 yapımı Counteerfieters (Kalpazanlar) filminde Monaco ve Casino kullanıldı
2010 yapımı Iron Man 2 filminde Monaco kullanıldı
2011 yapımı Monte Carlo filminde (aynı isimde çok sayıda film var) Monaco kullanıldı
2011 yapımı Cars 2 filminde Casino kullanıldı
Monaco’da yemek nerede yiyeceğiz? Elbette burada da restoranlar, kafeler var. Fiyatları astronomik değil. Monaco’nun kendine has bir yemeği yok. Buradaki yemeklerin kökeni Cenova, Napoli ve Nice kentlerine dayanıyor. Yer tarifiyle kolay bulabileceğiniz restoranları anlatayım; Casino’nun sahil tarafındaki arka bahçede kafe var, Casino yanında Cafe de Paris restoran – kafe var, parkın üzerindeki yolda kafeler var, Casino’dan sahile inerken Buddha Bar var, onun aşağısında Fairmont otel FTV Roof restoran var, deniz kenarında Twigy Bar, Liman önündeki sahil yolunun arkasında restoranlar biraz yukarıda Starbucks kafe ve benzeri kafeler var, kale bölgesinde kafeler var. Yani seçenek var.
Monaco’dan hediyelik bir şey alsaydık? Kale tarafında, sarayın yanında ve karşısındaki sokaklarda bulabilirsiniz. Çeşit ve fiyat olarak çok sayıda eşya veya kıyafet bulabilirsiniz. Casino’nun yanındaki dükkanda da hediyelik ürünler var ama çeşit az. Şehrin geri kalan bölgelerinde hediyelik tarzında birşey bulmanız çok çok zor.
Tabi tüm bunların sonucunda Monaco hakkında size konsept gezi önerisi yapabilirim: Lüks arabalar turu veya spor arabalar turu
Araba merakınız varsa ve kendinize “araba konseptinde bir gezi yapsam nereye gitmeliyim?” diye soruyorsanız kesinlikle Monaco’ya gidin derim. Monaco sokaklarında bilinen lüks – spor araçlar ve modeller dışında sıradan bir gün içinde her biri farklı renk ve modellerde ve her biri 20’den fazla Rolls Royce, Maserati, Aston Martin, Bentley; her biri 10 kadar Lexus, Lamborghini, Mc Laren ve Bugatti’yi rahatlıkla görebilirsiniz. Lancia, Range Rover, Jaguar, Audi, Mercedes, Ferrari, Porsche, Alfa Romeo, BMW gibi güzel arabaların sayısını tutamadım. Stallone veya benzeri klasik otomobilleri hesaba katmadım, aynı arabayı da iki kere saymadım hepsinin plakaları farklıydı.
Monaco’da denize girmeniz çok zor. Çok sayıda tekne hareket halinde ve merkezde zaten kumsal yok. Menton tarafına giderken Monaco’dan çıkar çıkmaz Monte Carlo Beach Hotel ve Menton plajları veya Nice yolundaki Cap D’ail sahili, biraz uzakta olsun derseniz Beaulieu sur Mer yarımadasını tavsiye ederim.
Monaco’ya golf için gidecekseniz otoyola yakın tarafta, dağların üzerinden denizi görerek golf oynayabilirsiniz. Binicilik için yer arıyorsanız Menton tarafında bulabilirsiniz.
Özetlemek gerekirse Monaco keyifle gezilecek bir yer. Günübirlik veya birkaç gece kalmanız durumunda gezmek, eğlenmek ve deniz için çok sayıda seçenek bulabilirsiniz. Nice ve Cannes şehirlerini başka yazılarda hazırlayacağım. Şimdiden iyi geziler dilerim.
2 Responses to Monaco Monte Carlo Fransız Rivierası