Günaydın Gezginler Kültür Tarih Gurme Doğa Fotoğraf Gezi

Yunan Adaları – Rodos (Ρόδος) Old Town

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bir ada düşünün. Hem eski hem yeni. Hem Osmanlı hem İtalyan hem Yunan. Hem geleneksel hem modern. Ama illa ki güzel, zevkli, illa ki gidilesi. Rodos’u anlatmak ne kadar zor ise, gezmek bir o kadar kolay ve keyifli. Koskoca adayı tek bir yazıya sıkıştırıp sizi metinlere boğmak istemedik. Bu nedenle bu yazıda “Old town” yani Eski Kent’i adanın kalan kısmından ayrı anlatmaya çalıştık.

UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ
Yunanistan – Rodos – Ortaçağ Kenti
Kayıt No: 493 / Kayıt yılı: 1988

Rodos Old Town kaleiçi Büyük Üstadlar Sarayı

Rodos Old Town kaleiçi Büyük Üstadlar Sarayı

“Zeus Titanları yenmenin şerefine dünyayı Olympos’lu tanrılar arasında paylaştırmak ister. Ancak güneş tanrısı Helios bu paylaşıma katılamamıştır. Zeus yeni bir paylaşım teklif etse de Helios kabul etmez. Ertesi gün güneş doğarken yerin altından çıkacak toprakların kendisine ait olmasını ister. Günün ilk ışıklarıyla turkuaz suların içerisinde beliren yemyeşil Rodos’u görür ve aşık olur. Adanın güzelliğiyle baştan çıkan Helios, tüm ışığıyla adayı yıkar temizler. Bundan sonra da ada güneşin adası olarak anılır. Yılda 300 gün güneş ışığı alması da bundandır. Helios adayı en sevdiği nymphası Rhodon’a verir ve Rodos hikayesi böyle başlar” der mitoloji.

Biraz genel bilgi verelim önce
Rodos; Ege Denizi’ndeki 12 Adalar’ın (Dodecanese) merkezi, en büyüğü, 4500 yıllık bir yerleşim yeri. Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında “Menteşe Adaları” deniliyordu. Aslında adındaki gibi 12 adadan oluşmuyor. Ada sayısı sanıldığından çok daha fazla. 12 adet büyük, 150 adet küçük ada olmak üzere toplam 162 adadan oluşuyor. Bu ismi alması ise çeşitli nedenlere dayandırılıyor. Osmanlı Dönemindeki, bölgeleri temsilen oluşturulan 12 üyelik ihtiyar heyetlerinden de kaynaklanıyor olabilir, Hristiyanlıktaki 12 havariler kavramından da köken almış olabilir. Rodos ismi hakkında her yerde, Yunanca’da “gül” anlamına geldiği söylenir. Ancak adalılar bunun aslında “narçiçeği” olduğunu söylüyorlar. Gül figürünün adayla yan yana anılmasının en büyük nedeni ise, İtalyan faşizmi döneminin sembolü olan “kılıç ve gülün” bulunduğu armalar. Güzellik ve faşizmi sembolize ediyor. Zaten Old Town’da gezerken birçok yerde rastlayacaksınız. Ama şu an adanın en yaygın, aynı zamanda resmi sembolü Rodos alageyiği. Tartışmasız en güzeli de…

Kayıtlı tarihi M.Ö. 2500’lerde başlar Rodos’un. Bronz çağında Karya ve Fenikeliler bayrağı teslim alır. Tüccarlar, korsanlar… Klasik Yunan, Helen ve Roma dönemlerinde liman vergileri sayesinde önemli bir yer edinen Rodos Adası, M.Ö. 478 yılında Atina Birliği’ne dahil olur. M.Ö. 408’de ise artık “Rodos Kenti” kurulmuştur.

11. yy.’da Kudüs’te kurulan Hospitalier Tarikatı’nın üyeleri olan St. Jean Şövalyeleri, Kudüs Müslümanların eline geçince 1309 yılında Rodos’a gelir ve adayı Bizans’ın elinden alır, Bizans Çağı sona erer. İsa’nın askerleri, haça olan sadakatlerinin temsili olarak, Rodos Kenti’ni içine alacak görkemli suları inşa ederler.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 145 günlük kuşatması sonunda 1 Ocak 1522 tarihinde adayı ele geçirdikten sonra Rodos, 400 yıla yakın bir dönem Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil olur. Bu arada, adada kalan 180 şövalyenin de kutsal hazineleri ve sanat eserlerini de alarak Malta Adası’na gitmelerine izin verilmiştir. Ve tabii ki bu tarihten sonra adanın her yerinde camiler, şadırvanlar, çeşmeler ve çeşitli Müslüman eserleri ortaya çıkmaya başlamış, şehrin siluetindeki çan kuleleri yerini minarelere bırakmıştır. Artık kale içi bölgesi, akşamları yalnızca Müslümanların kalmasına izin verilen bir kent olmuştur. 1900’lerin başında Osmanlı artık eski parlak günlerinde değildir. 1912 Uşi Anlaşması ile İtalyanlar adayı Osmanlıların elinden alır. Osmanlılara ait eserler ve mimari eklentiler sökülmüş, İtalyan tarzına geçilmiştir. İtalyanlar döneminde adada ciddi arkeolojik çalışmalar da başlatılmıştır.

II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle yaşanan çalkantılı dönem sonrası nihayet 1947 yılında Rodos Adası, bir dönem Birleşmiş Milletler’de kaldıktan sonra Yunanistan anakarasıyla birleştirilmiştir. Oldukça kalabalık bir tarihi var Rodos’un. Üstelik her şeye rağmen ayakta kalmış. İşte bu nedenle adanın “Old Town” yani Eski Kent kısmı yani Hospitalier Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş kalesi ve Orta Çağ’dan kalma mahallesi, 9 Aralık 1988 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Avrupa’daki en iyi korunmuş ve en büyük Orta Çağ kenti olan Rodos; Bizans, Fransız ve İspanyol etkilerini yansıtan haçlı seferleri döneminin en özel örneklerinden birisidir. Aynı zamanda hala eski kentin her sokağından görülen minareleri ve her adımda karşınıza çıkan çeşmeleri ile Osmanlı İmparatorluğu’na hatırı sayılır atıflarda bulunur.
Ve şimdi Rodos Şövalyeleri ile tanışmaya gidiyoruz…

old town arnauld gate 1 gg

Rodos old town Arnauld Gate

Marmaris’ten Rodos’a gidiş
Katamaran kalkış saatinden 1,5 saat (90 dakika) önce Marmaris limanındaydık. Yurtdışı çıkış pulumuzu aldık, katamaran biletlerimizi aldık, sıraya girdik, kalkışa 30 dakika kala katamarana binmiştik. Koltuk numarası yok. Katamaran hızlı ve güvenli bir tekne, deniz yüksek dalgalı ise biraz sallıyor. Bizim katamaran 400 kişilikti, daha küçük olanları da var. Bizimki camlı – kapalı güverteydi, gemide tuvalet ve küçük bir kafeterya var. Katamaran yolculuğu 1 saat 30 dakika sürdü, gayet rahat – kolay bir yolculuktu. Feribot ise, yolcu ve araç taşıyan gemi, uğradığı liman sayısı fazla olabiliyor, yaklaşık 4-5 saatte adaya ulaşıyor. Rodos’a inince yeşil pasaportlular ve pasaportunda vize olanlar bir tarafa, “kolay vize” başvurusu yapanlar diğer tarafa geçti. “Kolay vize” bilgisi için lütfen “Adalar Hakkında Genel Bilgi” yazımızdaki ‘vize durumu’ bilgisine bakın. Pasaport işlemleri, bayram dönemi olmasına rağmen 40 dakikada tamamlandı.

Rodos’u gezmek günler alır. Siz en iyisi en kısa zamanda fazla yükünüzden kurtulun ve kendinizi surların içerisindeki atmosfere bırakın. Bir hatırlatma, Old Town sokaklarının tamamı “hohlakia” adındaki mozaik taşlarla döşeli. Uzun bir yürüyüş olacak, kalın tabanlı rahat bir ayakkabı seçmelisiniz. Old Town, her köşesinde farklı hikayeler ve savaş anıları dolu bir yer. Anlatacak çok yapı, duvar, kapı, hikaye, mekan, yemek var. Her yeri görmek istiyorsanız yorulmaya hazır olmalısınız.

Old Town ile tanışma
Old Town’ı çepeçevre sarmalayan ve nice savaşlara rağmen hala sapasağlam ayakta duran surların toplam uzunluğu 4 km’ye yakın. O yüzden üşenmeyin ve fotoğraf makinanızla bir de surların dışından kareler yakalayın. Ancak sur dışından yürümeye karar verirseniz hendekten değil yukarıdan yürümelisiniz. Yani hendeğin de dışındaki yoldan. Yoksa ne minareleri ne kuleleri ne günbatımında yanan ışıkları çekemezsiniz. Sur boyunca ana kapılar ve yan kapılar olmak üzere toplam 12 kapı bulunuyor. Kuzeyden başlarsak saat yönünde Eleftherias Gate, St. Paul’s Gate, Arsenal Gate, Arnauld Gate, Marine Gate, Virgin Mary’s Gate, St Catherine’s Gate, Akandia Gate, St John’s Gate (Red Gate), St Athanasios Gate, St Anthony’s Gate, Gate D’Amboise şeklinde sıralanıyor. Genelde limana en yakın kapı olduğu için Eski Kent’e çoğu kişi St. Catherine’s Gate’den girer. Ancak surların ihtişamını en güzel ortaya çıkaran 3 kapı vardır. Marine, D’Amboise (içeriye doğru Anthony kapısına bağlanır) ve Eleftherias kapıları. O yüzden en iyisi limandan inince sağa doğru kıyı boyu 350 metre daha ilerleyerek Marine Gate’i dışarıdan fotoğraflamak. İster buradan giriş yapıp kendinizi hemen Hipokrat Meydanı’na atabilir, isterseniz kıyı boyu 200 metre daha ileriden Arsenal Gate’ten geçip Elefterias Gate’e ulaşabilirsiniz. Bu kapı, sonradan, araçların girip çıkabilmesi için yükseltilmiştir. Kapının diğer tarafında, yani Mandraki Limanı’nda, yel değirmenlerini ve Kutlu Haber Kilisesi’ni, aynı zamanda burundaki St. Nicholas Feneri’ni bol bol fotoğraflayabilirsiniz. (Bu arada, yeni kent kısmı ile ilgili yazımızı bir başka bölümde yazdık.)

Rodos_tr

Rodos haritası Türkçe

Haritaya baktığınızda göreceksiniz, Old Town, şövalyeler döneminde farklı dil gruplarına göre bölgelere ayrılmıştır. Bunun amacı, sorumluluk alanlarını belirlemek ve kontrolü daha rahat sağlamaktır. Bu bölgeler Fransa, Castilla, İtalya, Provence, İngiltere, İspanya, Auvergne ve Almanya şeklindedir. Şövalyeler sokağı bu birimlerin merkezini oluşturuyor. Sokak boyunca ilerlediğinizde her “dil”in kendine ait hanlarına dikkatli bakın.
turkce rodos haritasi

Sur içi bölgesi iki ana kısımdan oluşuyor. Collachium, yani Büyük Üstatlar Sarayı’nın da bulunduğu, Socratous Caddesi’nin kuzey kısmı, şövalyelerin yaşadığı bölümdür ve güney kesim Bourgou ise halkın ve askerlerin yaşadığı bölüm.

old town eleftheria gate

Rodos old town eleftheria gate

Sur içi bölgesindeki yapıların büyük çoğunluğu ortaçağ dönemine ait yapılar, oldukça iyi korunmuş durumda ve restorasyonları devam ediyor.
Otelinizin konumu da önemli tabii ama gezinize başlarken size tavsiyemiz, şehrin kuzeyindeki, Özgürlük (Eleftheria) kapısından giriş yaparak bir hattı korumaya çalışmanız. Özgürlük kapısı, arabaların da giriş yaptığı ana kapılardan biri. Ve hemen dışarıda, yakınlarında Turizm ofisi de var. Yat limanını solunuza alarak, kapıdan giriş yaptığınızda karşınızda Aphrodit Tapınağı kalıntılarını göreceksiniz.

rodos belediye sanat galerisi 1

Rodos belediye sanat galerisi

Sağda 20. yüzyılın en ünlü Yunan ressamlarının eserleri bulunduğu Belediye Sanat Galerisi (Simis Sarayı) ve hediyelik eşya satış yeri var. Binanın bittiği yerde sağda küçük bir meydan ve ortasında bir çeşme göreceksiniz. Çeşme, eski bir vaftiz kurnası olan, ağzından su akan bir balık. Biraz daha ilerleyince küçük bir kapı sayesinde altından geçeceğiniz Auvergne hanına geliyorsunuz.

balikli kurna symi meydani

Rodos balıklı kurna symi meydanı

İlk sağa döndüğünüzde sağınızdaki köşe Turizm Danışma, solunuz Rodos Şövalyeleri’ne ait 15. yy. hastanesi olan, içerisinde sayısız yazıtlar, mezar stelleri görebileceğiniz Arkeoloji Müzesi. Arkanızdaki yapı Panagia Tou Kastrou, kapısında görebileceğiniz adıyla “Church of the virgin of the castle”, Rodos’un tarihini özetliyor adeta. 11.yy.’da inşa edilen yapının Gotik mimarisi farklı kısımlardan oluşuyor. 14 yy Bizans freskleriyle ve aynı zamanda Frenk tarzında bezeli detayları görebilirsiniz. Yunan haçı şeklinde inşa edilen yapı, 15 yy.’da St. John şövalyeleri tarafından Katolik kilisesi olarak tahsis edilmiş, gotik tarzda bir latin katedraline dönüştürülmüş, bozuk bölümleri bu dönemde sağlamlaştırılmış. Kilise daha sonra 16. yy.’ da adayı Türklerin alması ile camiye çevrilmiş, şuan bulunmayan çan kulesi ise o dönemde minareye dönüştürülmüş.

Rodos old town şövalyeler caddesi

Rodos old town şövalyeler caddesi

Turizm ofisinden broşür ve haritalar almayı unutmayın. Türkçelerini de bulabilirsiniz. Sağa döndüğünüz, yokuş yukarı çıkan sokak, meşhur Şövalyeler Caddesi – Ippoton. Bir zamanlar papazların ofislerinin bulunduğu cadde boyunca yüksek taş duvarlı evler – konaklar, cadde ortasında Şehzade Cem’in (Cem Sultan) sürüldüğü veya diğer bir ifadeyle, sığındığı 1 yıllık dönem boyunca yaşadığı ev. Birçok kişiye göre yokuş çıkarken solda kalan, demir parmaklıkların arasından görünen çeşmeli bahçe, o eve ait olsa da, aslında buranın Villaragut konağı – Osmanlı dönemi yönetim binası olarak kullanılan konak olduğunu, tam oranın karşısındaki tabelada “Djem House” yazan yerin ise doğru adres olduğunu öğreniyoruz. Yola devam. Şövalyeler caddesindeki (Ippoton str.) taş konakları ve duvarlardaki armaları fotoğraflayarak yukarı çıkın. Sokak, Old Town’ın birçok sokağına göre daha sakin. Çünkü kapılardaki tabelalardan da fark edeceksiniz, çoğu yere giriş yok veya günün kısıtlı saatlerinde. Bu nedenle sokakta bol bol insansız fotoğraf çekme şansınız olacak.

grand master palace rhodes 3 gg

Rodos Kalesi, Büyük Üstadlar Sarayı

Yokuşun sonunda yer alan ve aslında bu kentin kalbi olan Büyük Üstatlar Sarayı’nın (Rhodes Grand Master’s Palace) demir parmaklıklı girişine geleceksiniz. Bu yapı, ikinci Dünya Savaşı’nda Moussolini için yazlık saray olarak da düşünülmüş ancak hiçbir zaman uygulanamamış. Giriş 6 Euro ama kesinlikle buna değer. Büyük Üstatlar Sarayı, Hospitalier Şövalyeleri’nin yönetim merkezi olarak kullanılmış. Hospitalier (konak, bakım) Şövalyeleri ile Templier Şövalyeleri (Tapınak, Kudüs – Malta Şövalyeleri) arasında farklar var, bunlar birbirinden farklı gruplardır. Bu sarayı gezmeniz yaklaşık bir tam gün sürer. Ancak 1-2 saat o koridorlardan geçmeniz ve bölümleri dolaşmanız, sizi Ortaçağa götürmeye yetecektir. Bahçede Roma Dönemi’ne ait heykeller ve 1600 – 1800 yıllarından kalma top gülleleri; salonlardaki portreler, heykeller, şövalye ve Osmanlı dönemi zırhları ve silahları, mobilyalar… yazmak bile uzun sürüyor.

Büyük Üstatlar Sarayı’ndan çıkınca hemen karşıdaki Sultan Süleyman Camisi minaresini gözden kaçırmayın, yeniden buraya döneceğiz) sağda, biraz yüksekte, büyük bir bina göreceksiniz. 1900’lerin başında yeniden son halini almış bu bina Müslüman Okulu. Hala restorasyonlar devam ediyor. Kanuni’den önce cephanelik olarak kullanılmış olan bina, bir gün bir patlama ile hasar görmüş ve etrafında birçok Helenistik kalıntı ortaya çıkmış. Okulun çevresinde külliye tarzında ama avlusuz olarak yapılmış Osmanlı dönemi yapıları var ancak pek iyi durumda değil.

Rhodos old town Sultan Süleyman camisi

Rhodos old town Sultan Süleyman camisi

Rhodes old town D'amboise kapisi

Rhodes old town D’amboise kapisi

Rodos old town Türk okulu

Rodos old town Türk okulu

Büyük Üstatlar Sarayı’na sırtınızı dönüp okulun hemen önünden sağa, iki kemerli duvardan dışarı çıkarsanız, 40 metre sağda en yakın kapı St. Anthony Kapısı’na ulaşırsınız. Kapının dış kısmında üzerinde Meryem Ana heykelini göreceksiniz. Bu kapı, yolu D’Amboise kapısına bağlar. Yaklaşık 120 metre. D’Amboise, önemli kapılardan biridir. Deniz tarafından şehre giremeyeceğine karar veren Kanuni’nin, kuşatma sırasında aşabildiği ilk kapıdır. Anlatılana göre burada bir biyolojik savaş söz konusu olmuş. Kanuni ordusu ile içeriye girdiğinde binlerce arı dışarı salınarak askerler geri püskürtülmüş. Tabii bu yeterli gelmemiş olacak ki 400 yıl boyunca adada Osmanlı hüküm sürmüş.

Büyük Üstatlar Sarayı’nın olduğu noktaya geri dönelim. Hemen karşıdaki minareyi hatırlayın. Oraya gidiyoruz. Solunuzda bölgenin en kalınmaya değer butik otellerinden biri Nikos & Takis Fashion Otel duruyor. İşletmecisi biz GünaydınGezginler’i büyük bir keyifle otelde gezdireceğini söyledi biz de merakla içeri daldık. İki tanınmış dekoratörün yarattığını öğrendiğimiz bu otantik ve kaliteli atmosfer, ikiliden birinin hayatını kaybettiğini öğrenmemizle, biraz da olsa hüzün verdi bize. Her köşesinde ayrı bir emek ve özen görebiliyorsunuz. Tabi ekonomik sınıfta yer alacak bir otel değil. Olmamalı da zaten. Teşekkür edip, bir gün burada kalma ümidiyle ayrılıyoruz.

Şimdi geri kalan bölgeyi kısım kısım inceleme zamanı

Sultan Süleyman Camisi ve çevresi

Rodos old town hafız Ahmet Ağa kütüphanesi

Rodos old town hafız Ahmet Ağa kütüphanesi

Old Town’ın en turistik caddesi Socratous’un tepe noktasında yer alıyor. Sultan Süleyman Camisi yıl boyu kapalı, sadece bayramların ilk günü açık. Socratous’a bakan tarafında duvarda güneş saati göreceksiniz. Tabii ki hala kusursuz çalışıyor. Aynı noktada, caminin karşısında, çalındıktan sonra İngiltere’de ortaya çıkan 500 yıllık Kuran’ın bulunduğu Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi’ni gezebilirsiniz. Kütüphane devlete değil şahsa ait. Üstelik İstanbul’daki Fethi Paşa Korusu’nun sahibi ile aynı kişi. Kütüphane ile saat kulesinin arasından surlara doğru devam ederseniz, Aziz Georgious Kilisesi, veya Hurmalı Medrese’yi görebilirsiniz.

Rodos old town saat kulesi ve Sultan Süleyman Camisi

Rodos old town saat kulesi ve Sultan Süleyman Camisi

Saat kulesi 1851’de yapılmış, aynı zamanda gözetleme kulesi özelliği de olan kuleye çıkılabiliyor. Surların içindeki saat kuleleri önemli bir amaçla inşa edilmiş. Adanın Osmanlı hakimiyetinde olduğu dönemde sur içinde yalnızca Türklerin yaşamasına izin varmış ve akşam saati geldiğinde dükkanlarını vaktinde kapatıp sokağa çıkma yasağına uyabilmeleri amacıyla Yunanlılar için konulmuş. Yanındaki binayı atlamayın. Bir zamanlar İmaret-İslam Darülacezesi olarak kullanılan bu alan, günümüzde Çağdaş Sanat Merkezi olarak kullanılıyor.

200 metre ileride Arionos Meydanı’na gelirsiniz. Meydanda Belediye Hamamı’nı (Yeni Hamam), Sultan Mustafa Camisi’ni ve şadırvanı bulacaksınız. Cami 1758 – 1765’te Sultan III. Mustafa tarafından yaptırılmış. Minaresi yıkılmış durumda. Adada yaşayan Türklerin nikah salonu olarak kullandığı birkaç binadan biri. Yeni hamam 445 yıllık. Birkaç kaynağa göre eskiden Franciscan şapeliymiş. 1377’de ölen büyük üstatlardan Robert Juillac’ın da mezarının burada olduğunu duyduk. Araştırmak gerek.

Rodos old town Sultan Mustafa hamamı

Rodos old town Sultan 3. Mustafa hamamı

Rodos old town sokakları

Rodos old town sokakları

Rodos old town Sultan Mustafa camisi

Rodos old town Sultan 3. Mustafa camisi

Fazla vaktiniz yoksa, buradan Socratous’a geri dönmelisiniz. Bunun için en güzel yol cami ve hamamın arasından “Zinonos”u takip ederek Fanouriou Sokağa çıkmak. Fotoğraf makinanız için yeni keşifler yapabileceğiniz güzel bir sokaktır. Buradan Socratous’a çıkmak da oldukça kolay. Birbirine kemerle bitişik binaları Eski Kent’in çoğu yerinde olduğu gibi bu sokakta da göreceksiniz. Birçok deprem geçirmiş bu kentin aldığı bir önlemdir aslında bu kemerler. Ama bir yandan da mimari yapısının bütünlüğünü sağlayacak şekilde özdeşleşmiştir Eski Kent ile.

rodos old town sokrates caddesi 9 gg

Rhodes old town Sokrates caddesi

Geldik Socratous’a (Sokrates)
Eski kentin en işlek caddesi burası. Hediye dükkanları, çeyizciler, kafeler, tatlıcılar, en çok da restoranlar var burada. Osmanlı Dönemi’ni hissetmemeniz mümkün değil. Restoran menülerinde “mousakka, loukoum, dolmades, tzatziki”, çoğunluğu Türklere ait tekstil dükkanlarındaki Türk işi çeyizlikler, hediyelik eşya dükkanlarındaki nazarlıklar ve her köşe başında, aslında Türk usulü pişirilen “Yunan kahvesi”. Tüm bu Osmanlı desenlerinin arasında dolaşırken birden bire şövalye zırhı giydirilmiş bir vitrin mankenine rastlamak tuhaf bir duygu. Ama güzel olan yanı, dükkanların yarısına girmeye bile gerek yok. Çünkü zaten çoğu şey bizde de var. Socratous’un Süleyman Camisi’ne yakın kısmında “special offers” ismindeki dükkana uğramalısınız. Herhalde tüm Rodos’un içkileri ancak bu kadar başarılı bir şekilde bir dükkana sığdırılabilirdi. Ballı ouzo veya kahveli ouzo almadan çıkmayın. Meşhur sakızlı likörleri biraz fazla şekerli ama kokteyl yapmayı beceriyorsanız gayet uyumlu. Biraz piyasa araştırması yaptık. Bu dükkandaki ürünler marketlerdekilerden bile ucuz.

rodos old town sokrates caddesi 3 gg

Rodos old town Ağa Camisi

rodos Osmanli kahvesi

Rodos old town Osmanlı kahvesi

rhodes ottoman cafe house 3 gg

Rodos old town Türk kahvehanesi içi

Artık Süleyman Camisi’nden ters tarafa gitme zamanı. Socratous’ta, bir köşesi yolun ortasına doğru uzanmış, çok da büyük olmayan Ağa Camisi’ni göreceksiniz. Tabii ki bu cami de kapalı. Caminin karşı sırasında, 40 metre aşağıda, 14. Yüzyıldan beri ayakta kalan Osmanlı Kahvehanesi’nde bir mola vermek ve kahvehanenin içerisindeki objeleri inceleyerek geçmişe göz gezdirmek anlamlı olacaktır. Bizdekilerden farklı olarak bu kahvehanede bira da bulabilirsiniz.

hipokrates square 2 rodos gg

Rodos old town Hipokrat meydanı gündüz

hipokrates square 1 rodos gg

Rodos old town Hipokrat meydanı gece

Hipokrat Meydanı
Türk Kahvehanesi, restoranlar, konak, taverna ve kafelerin arasından geçerek Hipokrat Meydanı’na ve Sintrivani Çeşmesi’ne çıkarsınız. Bu süs havuzunun ortasında cami minaresi ve minarenin üzerinde duran bir baykuş göreceksiniz. Hemen yakında, yine ziyarete ve ibadete kapalı bir başka cami, Şadırvan Camisi duruyor. Surların dışındaysanız Marina Gate sizi direk bu meydana bağlar. Gecesi gündüzü her daim kalabalık olan bu meydan, gündüz aceleci turistlerden, gece ise tüm gün sıcaktan bunalıp kendini sokaklara atmış insanlardan nasibini alıyor. Eline içeceğini alan, köşedeki binanın merdivenlerinde yer buluyor kendine. Hipokrat Meydanı’nın köşesindeki bu bina, 1507 senesinde şövalyelerin mahkeme binası olarak inşa edilmiş. Bu binanın diğer tarafı (Castellania) aynı zamanda Belediye Kütüphanesi ve Kent arşivini bulunduruyor. Bu meydana gelmişken atıştırmalık bir şeyler almak, bir kafede frappe içmek veya dinlenmek için güzel bir fırsat.

Rodos ve genel olarak Yunan adaları için bir hatırlatma yapalım: Haziran Ekim ayları arasında hava çok sıcak olduğu için uzun bir öğle tatili vardır, siesta denilir. Zorunlu olmasa da çoğu işyeri buna göre dükkanı kapatır. Genelde saat 14.00 ile 16.00 arasındadır siesta zamanı. Yemek, alışveriş, eczane, market gibi önemli dükkanların büyük kısmı bu saatler arasında kapalı olur.

the sea star taverna 4

Rodos taverna Sea Star Kyriakos Pizanias

the sea star taverna 3

Rodos taverna Pizanias menüden örnekler

Meydandan 60 metre uzakta İbrahim Paşa Camisi’ni görmek isterseniz, ya caminin ismini sorun ya da Rahati (Raxati) kafeyi. İbrahim Paşa Camisi (1540), adanın ibadete açık tek camisi. Sıra sıra kafelerin dizili olduğu, oldukça rağbet gören küçük bir meydanda. Meydandan devam ederseniz, bizim favori mekanımız The Sea Star Taverna’ya ulaşırsınız. Deniz mahsullerine doyacağınızı garanti ederiz. Mekanın ikinci ismi Kyriakos Pizzanias, aynı zamanda mekanın sahibinin oğlu. Her işe koşturan, oldukça misafirperver bir arkadaş. Adı sanı duyulmuş ama şımarmamış işletmelerden biri. Restoranda tüm masaların dolu olduğu bir zamanda bile sizin meraklı sorularınıza sabırla cevap veriyor. Menüdeki her şeyi yiyebilirsiniz. Mutlu ayrılacaksınız. Bizim favorimiz Kalamar dolma ve sübye. Elbette ki soğuk bir şarap, yanına en çok yakışanı. Ouzo içmek isterseniz de Barbarianni ilk seçiminiz olmalı. Etiket renk kodlarının sertlik derecesini gösterdiğini unutmayın.

Pizzanias’ın sokağının devamında aslında birçok yapı daha var ancak burada anlatmamız kafanızı karıştıracaktır. Sadece size verdiğimiz haritayı takip edin.

rodos jewish quarter 1 gg

Rodos old town Yahudi Meydanı Denizatı çeşmesi

Socratous’tan sonra Hipokrat Meydanı üzerinden devam ettiğiniz zaman yine kalabalık dükkanların arasından geçersiniz, turist kalabalığı ve yol sizi Evreon Martyron, diğer adıyla Jewish Quarter’a çıkaracak. Meydanın önceki adlarının Tcharshi Kemado ve Piazza del Fuoco olduğunu da belirtelim. Yahudi Mahallesi olarak geçen bölgede yer alan bu meydanda, bir yanda Çinili Çeşme olarak da bilinen, orijinali, II. Dünya Savaşı bombardımanı sırasında yıkılan, üzerinde denizatlarının olduğu süs havuzunu, diğer yanda büyük ağaçların gölgesinde duran Yahudi Soykırım Anıtı’nı göreceksiniz. II. Dünya Savaşı’nda bölgeyi işgal eden Almanların, Eski Kent’te yaşayan Musevilerin neredeyse tamamını öldürdüğünü öğreniyoruz. Söylenilene göre, Almanların saldırısı sırasında, bazı Musevi aileler, Müslüman olduklarını söyleyerek Türklere sığınarak kurtulmuşlar. Anıtta aynen şöyle yazıyor “In Eternal Memory of the 1604 Jewish Matyrs of Rhodes and Cos, who were murdered in Nazi Death Camps”. Gerekçesi ne olursa olsun, savaş kötü bir durum ve ne yazık ki neredeyse her toplum, geçmişinde en az bir dönem, hedeflerine barbarlık yaparak ulaşmaya çalışmıştır.

rodos jewish quarter monument 1 gg

Rodos old town Yahudi meydanı ve anıtı

Ağaçların altındaki banklarda oturup düşüncelere daldığımız geçmişin karanlık yüzünden bizi, restoranların önüne dikkat çekmek için konulmuş rengarenk papağanlar çıkarıyor. Ancak bu da ticari bir eyleme dönüşmüş. Para vererek fotoğraf çektirmediğiniz takdirde, papağanlarla ilgilenen “çığırtkanlar” çok da sempatik davranmamaya başlıyor. Ne yazık ki aklımıza Akdeniz bölgesindeki turizm merkezleri geliyor. Tıpkısının aynısı! Bildikleri Türkçe kelimeler de, bizim o yapışık kategorideki esnafın bildiği Rusça kadar.

Hala açsanız, ağaçların arkasındaki köşede Ippotikon Restoran’ı tavsiye edebiliriz. Ekonomik bütçeli olmasa da, dekorasyonu sizi ortaçağda hissettirecek ve yemeklerin lezzeti sayesinde çıkarken pişmanlık duymayacaksınız. Tabii ki yine tercih deniz mahsülü. Bu meydanda diğer mekanların mutfağına kadar girmişliğimiz var. Bizim “lokanta” standardımızdan daha iyi değil. Size kalmış.

Ağaçları arkanıza aldığınızda denizatlı süs havuzunun hemen yanında bir bina göreceksiniz. Ortodoks Kilisesi’nin Başpiskoposluk Sarayı olarak bilinen bu bina aslında Ortaçağ’da şövalyelerin donanma karargahı olarak kullanılmış. Denizatlarının oradan yolunuza devam ederseniz sağdaki ilk sokak sizi 50-60 metre ileride Kahal (Kehila) Shalom Sinagogu’na (1577) ve müzeye çıkaracak. Yunanistan’daki en eski sinagog, aynı zamanda Rodos’ta sağlam kalan ve ibadetin devam ettiği tek sinagog. 1930’lardaki rakamlar, Sefarat Yahudilerinden (Ladino) oluşan yaklaşık 4bin kişilik bir cemaatin olduğunu söylüyor bize. O dönemde bölgede 4 sinagog ve 1 hahamlık okulu bulunuyormuş. Ancak sürgünler, soykırım, savaşlar sonucunda kalan kişi sayısı 30 civarı. Sinagogun bir dönem kadınlar için ek olarak yapılan bölümlerinde şimdi bir müze var. Müzede Rodos Yahudilerine ait oldukça aydınlatıcı bilgiler verilmiş. Hediyelik eşyalar ve konunun tarihi ile ilgili kitaplar da bulabilirsiniz.

rodos bourgou 2 gg

Rodos Bourgou Kilisesi

Konu ilginizi çekmez ve sinagoga gitmeyeceğiz derseniz, denizatlarından devam eden yolun (Pindarou sokağı) hemen ilerisinde İkinci Dünya Savaşı’ndaki bombardımanda isabet alan ve sadece 3 apsisli mihrabı ayakta kalan, ancak Rodos denilince ilk akla gelen yapılardan Panagia tou Bourgou (Lady of the Castle Cathedral) Kilisesi’ni mutlaka görün. Günün her saatinde güzel kareler yakalayabilirsiniz. Surlara kadar devam ederseniz, Helenistik dönem sur kalıntıları, Pantaleimon ve Panagia Nikis kiliselerini görebilirsiniz. Panteleimon kilisesi, ilk Osmanlı işgalinden sonra, 27 Temmuz (kiliseler günü) 1480’de inşa edilmiş. Camiye dönüştürülmeyen birkaç kiliseden biri. İlk zamanlarda Yahudi aileleri tarafından kullanılsa da İtalyan yönetimi bir dönem ofise çevirmiş, İngilizler polis merkezi olarak kullanmış, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise kapılarını sığınmacılara barınma yeri olarak açmış. Metropolitlik piskoposu bir ziyaretinde bu yapının aslında bir tapınak olduğunu fark etmiş ve restorasyonu için Arkeoloji Bilimleri ile çalışma başlatmış. 25 Nisan 1948’de kutsanmasından beri ibadete açık. Belli saatlerde ziyarete de açık. Panagia Nikis Kilisesi’nin orijinal yeri ise şüpheli. İlk hali, 15. yy’ da Büyük Üstat Pierre d’Aubusson tarafından yaptırılmış, bu bina ikinci Osmanlı kuşatmasında yıkılmış. Yerine Sancta Maria olarak bilinen Katolik kilisesi 1743’te yapılmış. Şuan görünürde Panteleimon ve Nikis, kapı komşusu. Binaların hemen yakınında bir zamanlar Yahudi mahallesi olan “Juderia” nın denize açılan kapısı St. Catherine (Agia Ekaterini) Kapısı’nı göreceksiniz. Bu demek oluyor ki aslında Rodos Eski Kent’in yaklaşık 4’te 3’lük kısmını katettik.

athanasios gate

Rodos old town Athanasios kapısı

Rodos’u anlatmak biter mi? Elbette bitmez. Eğer vaktiniz varsa, alın fotoğraf makinenizi, sokak sokak keşfe çıkın. Kaybolun biraz binaların arasında. Freskleriyle ünlü Ag. Fanourious Kilisesi’ni bulun mesela. Ya da surların dışına çıkın güneyden, sur dibindeki amfitiyatroda dinlenin. Sokak arası sohbetleri, fotoğraf hikayeleri, mutfak tüyoları, buzuki, Yunanlı komşularımız, ortak anılar, Yahudi rotası… Her biri ayrı bir hikaye. Biz bu yazımızda sadece en kabasından bilgiler verdik sizlere. Detayları kendiniz keşfedebilin diye. Bu deneyimi bizlerle paylaşmak isterseniz çekinmeden yazın… Unutmayın ki ortaçağ kentleri, her gidişinizde başka bir şey keşfedeceğiniz bir hazine.
Yazımızın altında, sizlere, tüm resmi Rodos haritalarında karşılaşacağınız sıra numaralarıyla, ziyaret edilebilecek mekanları ve listede olmayan birkaç yeri yazdık. Unutmayın ki Rodos, defalarca kere el değiştirmiş ve farklı toplumlara ev sahipliği yapmış bir kent. Dolayısıyla her yapının en az iki farklı ismi var. Elinize başka haritalar geçtiğinde şaşırmayın. Sonuçta hepsinin sıra numarası aynı. Zaten çoğu da bizim bu yazıda verdiğimiz haritanın aynısı. Hepinize şimdiden iyi geziler.

Rodos Old Town’da ne yiyebilirsiniz?
Yunan adalarının genelinde deniz mahsulleri, gyros (döner) ve souvlaki ana başlıkları oluşturuyor.
Gyros yemek isterseniz bizdeki gibi çeşitleri var. Dürüm, servis, tavuk eti, dana eti, domuz eti. Hangi şekilde istediğinizi mutlaka belirtin.

Souvlaki genel olarak şiş yemeklerini tanımlıyor. Deniz mahsulü yemeyenlere veya alerjisi olanlara iyi bir çözüm.
Deniz mahsulü tutkunuysanız cennete düştünüz. Belki Belçika’daki kadar sınırları zorlamamışlar ama bir adada olmanın beklentilerini karşılıyor Rodos mutfağı. Deniz mahsullerine burun kıvıranlardansanız, bir kere deneyin, şans verin, aksi halde biz sizi kendi halinize bırakalım. Böyle bir yere gelmişken, soğuk beyaz bir kadeh şarap veya ouzo yanında “mezedes”ler olmadan olur mu hiç? Siz en iyisi köşe başındaki ayaküstü dükkandan bi gyros alıverin kendinize. Kimseyi de uğraştırmayın. Alerjiniz varsa (psikolojik değil metabolik) o zaman buyurun inceleyin.

Fiyatları, mekanın tanınmışlığına ve kalitesine göre değişiyor. Bütçenizden emin olun ve restoran girişlerindeki menüleri incelemenin ayıp olmadığını hatırlayın. Türkiye’dekilerle kıyaslarsak, iki kişi Ankara’da kaliteli bir Ege restoranında, ortaya balık, ufak tabakta birkaç meze ve birer kadeh şarap içtiğinde yaklaşık 100 TL’yi gözden çıkarır. Yunan Adaları genelinde deniz mahsulleri ana yemeğe yakın büyüklüktedir. Ahtapot, kalamar, sübye gibi seçimler 9-12 Euro aralığında. Oturaklı balıklar, yengeç kilosu 40-60 Euro arası değişebilir. Deniz kabukluları 8-10 Euro’dur. Her yerde gyros bulabilirsiniz. atıştırmalık şeklinde olanlar 3 Euro civarı. Kapsamlı bir şekilde, tabağınızda daha büyük bir porsiyon isterseniz 8-9 Euro gibi bir rakama çıkıyor.

Deniz mahsülleri
Kendi mürekkebinde pişmiş, şaraplı sübye, tadına doyum olmuyor.
Ahtapot yiyecekseniz önceden söyleyin ızgarada fazla kurutmasınlar. Yunan adalarında güneşte kurutulur, sonrasında kabuğuyla birlikte ızgarada pişirilir.
Midye tabii ki Avrupa usulü. Türkiye’deki gibi pirinçle çoğaltılmıyor. Petrosolin türüne de denk gelirseniz deneyin
Simi usulü karides, herkes tarafından önerilse de biz dişimizin kovuğunu doldurmayan cips benzeri karidesleri pek beğenmiyoruz. (9-10 Euro)
Kalamar, dolması var, kızarmış halkası var, bebek kalamarı var. Her damak tadına ayrı özen.
Deniz kestanesi, tarifsiz. Tadını bilen bilir. Her yerde bulamazsınız.
Balık diye tutturursanız her mutfakta illa ki Çupra ve kılıç balığı (füme veya ızgara) var. Bulursanız Dil Balığı da alternatifiniz.

Aperatif (3-7 Euro)
Greek Salad, Choriatiki, kaba doğranmış domates biber vs. üzerine oturtulmuş koca bir dilim Feta peyniri. Çok elzem değil.
Moussaka, pitaroudia (mücver)

Tatlı tatlı (3-5 Euro)
Genelde yemek sonrası tatlı niyetine meyve tabağı gelir. Ama şansınız varsa daha geleneksel yerlerde Melekouni (susamlı krokan), Xerotigana, diples gibi bazı bayram tatlılarını yeme şansınız olabilir.

Yoğurt
Yoğurdu neden mi diğerlerinden ayırdık. Bir yoğurt konusudur gider Rodos deyince. Genelde Türkiye’dekilerin kıymetini bilememekten kaynaklanıyor bu. Marketçilikten. Biz yoğurdumuzu, yağımızı, peynirimizi vs. en güzel yerlerden aldığımız için olacak ki Rodos’un efsane yoğurdunu bir şeye benzetemedik.

Ne içmeli?
Frappe (2-3 Euro) her köşe başında rastlayacaksınız. Diğer köşedekini kaçırdık diye üzülmeyin. Çoğunun formülü aynı. Yani hepsi güzel.

mythos alfa beer

Rodos sıcak günde güzel gider

Mythos, Zythos, Alfa, yöresel biralar. Tatları yoğun aromalı ama denemeyi sevenlerdenseniz lezzet şoku yaşatmıyor.

Manastır ile üzüm bağları, bizim için uzun süredir aynı anlamı taşıyor galiba. Bu adada da manastırları olduğu kadar, her yerde şarap bulma imkanınız var. Özel koleksiyonlara henüz vakit ayıramadık ama birçok mekanda ev şarabı bulabilirsiniz. Bizim gibi oturaklı yemeklerde bir kadeh beyaz şarap sevenlerdenseniz sizi üzmeyecektir.
Embonas köyü uzun yıllardır şarap üretimleri ile bilinir. Bu konuda Rodos’un adı geçen markaları Embonas’ta Emery, Kounaki, Merkouris; Rhodos merkezde C.A.I.R., ve kelebekler vadisi bölgesindeki Triantafillou’dur. Genel olarak şarap imalathanelerini yaz-kış ziyaret edebilirsiniz. Bu konuda öneride bulunmak yanlış olur. Tadın, ve damak tadınıza göre alın.

Uzo için en bilinen isim Barbayannis. bir Lesvos Markası. Farklı alkol derecelerine göre 5 farklı modelde üretiliyor ve alkol derecelerine göre farklı renkte şişelere konuluyor. Yeşil şişe (%42), Mavi şişe (%46), Evzon şişe (%47), Aphrodite şişe (%48) ve Collectible şişe (%46) olmak üzere her biri farklı karakterde 5 farklı üretimi var. Diğer bir ouzo seçimi Ouzo Plomariou, ancak genelde hafif içim ve ucuz seçim olduğu için, ikinci sırada.

archodiko taverna

Rodos taverna Archodiko

Rodos’ta Restoranlar ve Taverna
Taverna, aslında 12 adalarda yemek yenilen mekanlara verilen genel bir isim. Bizim anladığımız taverna kavramı, adanın biraz daha içerilerinde, turistler için özel programlar düzenleyen salonların bulunduğu yerleşimlere çekilmiş durumda. Yani öyle her taverna yazan yerde tabaklar yerlerde uçuşmuyor. Böyle bir turizm kentinde, bu tür adetler ister istemez şov amaçlı bir hal almış. Ancak dans gösterileri, küçük şovlar, sizi bu eğlenceli oyunlara katan güleryüzlü dansçılar oldukça keyifli bir akşam geçirmenizi sağlıyor. Genelde gruplara özel ve fiks menü şeklinde organize ediliyor. Tavsiye ederiz.
Restoranlara gelince. “Old Town”da birçok önerilen işletme var ancak zamanla ya el değiştiriyorlar ya turizme yenik düşüyor ve az porsiyon çok hesap modelini benimsiyorlar. Biz genel olarak eli yüzü düzgün gördüğümüz restoranları sorgulamadan deneyenlerdeniz. Ancak genel olarak önerilen birkaç restoran var. Fotis, Dinoris, Ouzokafenes, Nikos, Sorris, Vasilis bunların bir kısmı. Henüz denemedik. Biz, limanı gören manzarasıyla Alexis 4 Seasons, iki katta hizmet sunan Archodiko, Jewish quarter’a hakim köşesinde yer alan otantik Ippoton ve arka sokaktaki meydanlardan birinin hareketliliğinin içinde yer alan The Sea Star Taverna’dan yana kullanıyoruz tercihimizi. Siz de kapılardaki menülere bakarak kendi mekanınızı keşfedin.

Rodos’ta otel ve konaklama
Adada her yer otel dolu. Adanın güvenilirliği ise tartışılmaz. Buradaki önemli noktalar, bütçeniz, eski kent içerisinde kalmayı isteyip istemediğiniz ve konfor beklentiniz. Oteller konusunu kabaca üçe ayırabiliriz.

Surların arasındaki eski kentte kalmak size biraz maliyetli olabilir. Ama kalabalığı seviyorsanız göze almalısınız. Ortaçağ kentinde daha fazla vakit geçirmek ve o tarihin içerisinde kaybolmak ayrı bir zevk olacaktır.

Ya da eski kentin dışında, hatta adanın diğer bölgelerinde bol yıldızlı otellerden, veya konforlu apartlardan birini seçebilirsiniz. Bu bizim seçimimiz olmadı hiçbir zaman. Çünkü zaten otel demek sadece dinlenmeye ayırdığımız 6-7 saat demek.

Ve bu yüzden bizim seçimimiz, eski kentin hemen dışında, sessiz sakin bir sokakta, her şey dahil otellere göre daha uygun ancak yine yıldızlı bir yer bulmak. Bize bu konuda Rodoslu güzel dostumuz Ksenia çok yardımcı oldu, artık Daimi Rodos adresimiz. Siz de internet üzerinden otel satışı yapılan sitelere güvenebilirsiniz. Çünkü bu konuda Rodos’a güvenebilirsiniz.

Bir Teşekkür…
Rodos’u köşe bucak gezmemizi sağlayan, bizi bu güzel eski kentin tarihinin içine çeken, bir Rodoslu’nun yaşantısını tanıtan, o güzel Türkçesi ve nezaketi ile nice Türk vatandaşına taş çıkartan sevgili dostumuz, büyüğümüz Marco Bey’e teşekkür ediyoruz. Yakında yeniden görüşmek dileğiyle.

marco

Marco bey ve Ayça

Akropolis, Filerimos, Emponas, Lindos, Zica Burnu, Yenişehir bölgesi ve Kelebekler Vadisi’ni (Butterfly Valley) kapsayan Rodos Adası gezilerimizi diğer yazılarımızda okumak isteyenler buraya tıklasın veya Yunan Adaları kategorisinden inceleyebilir.

Bazı müzelerin açık olduğu saatler

1 Büyük Üstatlar Sarayı ( Grand Masters Palace)                                                           her gün (08:00-20:00)  6Euro
Burçlara çıkış                                                                                                                       Pa-Cum (12:00-15:00)   2Euro
2 Provence Han
3 Kollakion Duvarı
4 Agia Triada Kilisesi (15 yy)                                                                                               Kapalı
5 Antik Rıhtım- Roma kapısı
6 Fransa Hanı
7 İtalya Hanı
8 Tarihi Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi (14.yy Hastanesi)
9 Cephanelik
10 Modern Sanat Müzesi –Belediye Resim Galerisi                                                       Sa-Ctesi (08:00-14:00)
11 De Milly Cephaneliği
12 Naillac Rıhtımı
13 Afrodit Tapınağı                                                                                                                Açık Alan
14 Hasan Bey Konutu
15 Auvergne Hanı
16 Panagia Tou Kastrou-Latin katedrali (11 yy)                                                               Kapalı
17 Arkeoloji Müzesi (15 yy. Hastanesi)                                                                               Ptesi hariç (08:00-14:30)
18 Diomede de Villaragut Konutu
19 İspanya Hanı
20 Kollakion St. Jean Kalıntıları
21 St Mark Kilisesi
22 Mark de Montalembert Vakfı
23 Ag. Georgios Korkuluğu
24 Ag. Georgios Kilisesi (Hurmalı Medrese)
25 İlk Bizans kalesine ait kuleler                                                                                        Açık Alan
26 Süleyman Camisi (1523 son hali 19.yy)                                                                       Yalnızca bayramların ilk günü
27 Hafız Ahmet Ağa İslam Kütüphanesi (1793)                                                              Ptesi-Ctesi (9:30-15:00) Ücretsiz
28 Hamza Bey Camisi
29 Ag. Paraskevi Kilisesi (15 yy)
30 Çağdaş Yunan Sanat Müzesi / imaret – İslam Darülacezesi (18 yy)
31 Ag. Apostoli Kilisesi (15 yy)
32 Ag. Konstantinou & Elenis Kilisesi (12-13 yy)
33 Sultan Mustafa Camisi                                                                                                    Kapalı
34 Belediye Hamamı (Yeni Hamam)                                                                                 Sa-Ctesi (11:00-19:00) 3Euro
35 Ag. Artemios Kilisesi
36 İlk Bizans Kale Kapısı                                                                                                     Açık Alan
37 Ağa Camisi (19 yy)                                                                                                            Kapalı
38 Ag. Spyridon Kilisesi
39 Başmelek Mikhail Tapınak Kalıntıları (Erken Hristiyanlık Bazilikası)
40 Helenistik Dönem Surları                                                                                               Açık Alan
41 İbrahim Paşa Camisi
42 Bizans Dönemi Surları                                                                                                     Açık Alan
43 Şadırvan Camisi
44 Castellania – Belediye Kütüphanesi                                                                             Ptesi-Cum (09:00-14:00) Ça (17:00-19:30)
45 Navarrhio (Ortodoks Piskopos Konutu)
46 Panagia tou Bourgou-Meryem Ana Gotik Kilisesi
47 Ag. Ekaterini Konuk evi
48 Ag. Ekaterini Kilise Kalıntıları
49 Agios Panteleimon (15 yy)                                                                                               07:30-13:00/15:30-22:00 Ücretsiz
50 Panagia tis Nikis Kilisesi Kalıntıları
51 Değirmenler Rıhtımı
52 Belediye Reviri
53 Vatandaşlık Hizmetleri merkezi
54 Yeni Sinagog – Kahal Shalom (1577)                                                                              Ctesi hariç (10:00-15:00)
55 Ag. Ekaterini Kilisesi (İlk mihrap)
56 Ag. Marina Kilisesi
57 Ag. Triada Kilisesi
58 Ag. Ioannis Kilisesi
59 Ag. Theodori Kilisesi
60 Ortaçağ Rüzgar Değirmeni
61 Ag. Kyriaki Kilisesi
62 Başmelek Mihail Kilisesi
63 Recep Paşa Camisi
64 Ag. Fanourios Kilisesi (13 yy)
65 İngiltere Hanı (1483-son hali 1919)
66 Ag. Athanasios Kilisesi (16 yy)                                                                                        Sa-Cum (12:30-14:15) Ücretsiz
67 Ag. Nikolaos – Ag. Vernardinos Kilisesi (15 yy)                                                          Kapalı
68 Ortaçağ Hendeği Tiyatrosu                                                                                             Açık Alan
69 Ortaçağ Hendeği                                                                                                                Açık Alan
70 Cem Konutu                                                                                                                        Ptesi-Cum (12:30-14:45) Ücretsiz
Folklor Müzesi (Cephanelik)                                                                                                 08:30-14:40 2 Euro
Kule                                                                                                                                            09:00-13:00 6 Euro

Rodos old town Denizatı Çeşmesi

Rodos old town Denizatı Çeşmesi

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bu yazı Günaydın Gezginler© tarafından hazırlanmıştır. Marka tescilimiz bulunmakta, fotoğraf ve yazılarımız telif hakkı taşımaktadır. Alıntı veya kopyalama yapılması durumunda referans olarak Günaydın Gezginler ismi ve sitemize bağlantı verilmesi gerekmektedir. E-posta adresimiz gunaydingezginler@hotmail.com

6 Responses to Yunan Adaları – Rodos (Ρόδος) Old Town

Bir cevap yazın