Günaydın Gezginler Kültür Tarih Gurme Doğa Fotoğraf Gezi

Kemaliye, Fırat’ın saklı cenneti

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

yeşil eğin otelden fırat  kemaliye kaymakamlık önü 1

Kemaliye, Fırat’ın saklı cenneti
2013 yılında yoğun bir sezon geçirdik, yazın tatil yapamadık. Bizim tatil eylül sonuna kaldı. Düşündük: “Deniz mi, gezmek mi?” diye… Tren ve “bahtımıza ne çıkarsa” ulaşım araçları ile 1 haftalık Doğu Anadolu gezi rotası hazırladık. Ankara’dan Doğu Ekspresi Treni ile yola çıkacak şekilde bir rota yaptık, ilk durak olarak Kemaliye’yi belirledik. Film başlıyor…

28 Eylül 2013, akşam 18.00, Ankara tren garı… Doğu Ekspresi treninin önündeyiz, yataklı vagonu bulduk. Eşyalarımızı kompartmana koyduk ve gezimize başlangıç fotoğrafımızı çektik. 1 haftalık maceranın ilk durağı olacak Kemaliye İlçesin’e doğru yola çıkacağız. Tren 18.30’da hareket etti, Cebeci, Mamak derken Ankara’dan ayrıldık. Doğu Ekspresi’nde pulman (koltuk), kuşetli kompartıman (ranza tipinde 4 yatak) ve yataklı vagon (ranza tipinde 2 yatak) var. Yataklı vagon bize göre idealdi; yatak, yorgan, mini buzdolabı, lavabo, dolap, 220 volt çalışan priz var, daha ne isteyelim. Trenle yolculuk hem ucuz, hem çok rahat, hem de acayip keyifli. Akşam yemekli vagonda bir şeyler yedik, biramızı da içtik. Kompartımana çekilip temiz çarşaf ve sıcacık bir odada (kompartmanda) uyuduk. Kırıkkale, Kayseri, Sivas rotasıyla ilerleyen Doğu Ekspresi sabah 07.00’de Divriği ilçesine geldi, yemek vagonu da açıldı, çay hazır… Divriği ile bizim ineceğimiz Bağıştaş İstasyonu arası yolculuk 20 dakika sürüyor, bu arada birer bardak çayımızı içtik, içimiz ısındı.

doğu ekspresi kemaliyeCumartesi sabah 7.30 gibi Erzincan Kemaliye ilçesi Bağıştaş İstasyonu’nda Doğu Ekspresi’nden indik. İstasyonun karşında Fırat Nehri (aslında Fırat’ın büyük ana kolu olan Karasu Nehri) akıyor, biraz da burada fotoğraf çektik. Yarın buradan bu trene tekrar binip Kars’a gideceğiz. Bağıştaş’tan Kemaliye’ye yazın tren saatlerine göre dolmuş seferleri var ama biz yazın gitmediğimiz için dolmuş yok. Kemaliye’den taksi çağıracaktık, tesadüfen oradaki bir minibüse teklif ettik, az pazarlık yaptık anlaştık. İstasyondan Kemaliye’ye minibüsle yola çıktık. Bağıştaş – Kemaliye arası yolculuk yaklaşık 20 dakika sürüyor. Çok güzel bir manzara karşımızda belirdi… Kemaliye girişi, ilçenin sırtını yasladığı dağlar ve Karanlık Kanyon görünmeye başladı. Karanlık Kanyon’a inen iskeleyi geçtikten hemen sonra yaklaşık 2 km uzunluğundaki Kemaliye Tüneli’ni geçtik ve Kemaliye Köprüsü’ne geldik. Fırat Nehri’nin yaklaşık 100 metre üzerindeki asma köprüden karşı yakaya geçtik. Sağımızda meşhur hatta efsanelik Taşyol. Kemaliye’yi Divriği üzerinden Sivas’a bağlayan karayolu, yaklaşık 1880’lerde planlanmış, bölge insanlarının emeği ve kendi parası ile yapımına 1940’ların ilk yıllarında başlanmış ve makinalarla 2000 yılında tamamlanmış olan, Ferhat’ın dağları delmesi gibi dağları oyarak, tünel açarak yapılmış olan Taşyol… Sadece bu tüneli, köprüyü ve yolu görmek için bile Kemaliye’ye gidilir.

Minibüs bizi saat 8.30 gibi Kemaliye ilçe merkezine (Kadıgölü Mahallesi) getirdi. Otelimize eşyalarımızı koyduk, balkondan manzaraya aşık olduk: Fırat Nehri ve güneşin ışıkları nehre yansıyor. Çantaları odada bıraktık, Karanlık Kanyon bot turuna nasıl katılırız diye sorduk, telefonla saati öğrenip bot için rezervasyon yaptırdık ve kendimizi sokağa attık. Çay – bisküvi atıştırmasından sonra etrafı ilçe merkezini fotoğraflamaya başladık. Kaymakamlık, belediye, itfaiye, Fırat Nehri, tepeler falan derken bota gitme vakti geldi.

Fırat Nehri üzerinde bot turu (Karanlık Kanyon girişine gidiyoruz)
Bota bineceğimiz iskele, Bağıştaş’tan gelirken gördüğümüz iskeleymiş, Kemaliye’nin 5 km dışında kalıyor. Merkezden atladık taksiye, iskeleye geldik. Saat öğlen olmak üzere, bindik zodyak bota. Botta bizim gibi Kemaliye’yi gezmeye gelmiş 10-12 kişi daha vardı. Fırat Nehri üzerinde kuzeye, akıntıya doğru ilerledik. Nehir yatağının iki yanı yer yer 200 metre yüksekliğinde kayalık, yatak genişliği 30 ile 100 metre arasında değişiyor. İskelenin karşı kıyısı Taşyol denilen, dağın içinden tünel açılmış olan yol. Tünelin içini aydınlatmak için bazı yerlerde pencereler aşmışlar, böylece yolun nereden geçtiğini görebiliyorsunuz. Bu bölgede sürü halinde yaban keçileri yaşıyor. “Bu saatte keçi görmek çok çok zor, sabah erken saatte suya iniyorlar” denilirken Ayça keçileri gördü. Fotoğraflayamadık ama şansımıza keçileri gördük. Botla yola çıktıktan yaklaşık 20 dakika sonra, nehrin yukarısına giderken solumuzda dar bir kanyon belirdi; burası Karanlık Kanyon denilen yer. Anlatıldığına göre burada bazı yerler 2-3 metre, bazı yerler 25-30 metre genişliğinde ve yüksek kaya duvarından oluşan bir kanyon – yarık. Uzunluğu 30 km olarak tahmin ediliyor ama bu tarihe kadar kanyonu baştan sona geçen ve inceleme yapan olmadığı için uzunluğu, özellikleri, kanyon içinde neler olduğu bilinmiyor. Karanlık Kanyon’dan 10 dakika sonra “su ağzı” denilen yerde botumuz kıyıya yanaştı. Küçücük bir taşlık alanda kıyıya çıktık. Buradaki kayaların altından tatlı su çıkıyor ve bu su Fırat’a karışıyor. Bir anlığına kendinizi macera filminin içinde buluyorsunuz, bilinmeyen bir yerde araştırma yapmaya gelmiş gibi hissediyorsunuz. Yaklaşık 10 dakikalık su ağzı molasından sonra bota bindik ve dönüş yolculuğuna başladık. Mümkün olduğunca fotoğraf çekerek iskeleye döndük. Latif Yalçıner ile iskelede buluştuk. Latif Bey aslında çiftlik sahibi ve esnaf ama yıllardır Kemaliye’yi turizm alanında tanıtmak için uğraşan ve Kemaliye’de iyi tanınan bir abimiz. Latif Bey ile beraber merkeze doğru yola çıktık.

Kemaliye Eğin kapı tokmağı

Kemaliye Eğin kapı tokmağı

Kemaliye ilçe merkezi olan Kadıgölü’ne döndük. Kadıgölü’nün evlerini, konaklarını ve konakların kapı tokmaklarını fotoğraflamak için yukarı sokakları dolaştık. Bir evin kapı tokmağı diğer evinkine benzemiyor. Her bir kapı tokmağı elde yapılıyormuş. Hala sağlam kalan orijinal kapı tokmakları var, eski yıllara göre sayıları daha az. İşçilikleri çok güzel, tamamen özel ve eşi yok, her ev için özel desenli kapı tokmağı yapan birkaç usta kalmış.

Kapı tokmakları, değirmen ve Lökhane
Ev ve kapı tokmakları derken Lökhane’ye geldik. Lökhane, lök tatlısı yapılan yer. Lök helvası badem ve dut ile yapılıyor. Sadece badem ve dut; tatlandırıcı, yağ, vs gibi başka bir şey yok. Ezilen badem ve dut belli oranda birbirine karıştırılarak ezilmeye devam ediliyor. Çok güzel, çok hafif (yağ – şeker çok az) bir tatlı. Kesinlikle denemeli ve denetmelisiniz. Lökhane aynı zamanda kafe olarak hizmet veriyor, Türk kahvesi, çay, dondurma, vs… var.

Lökhane’nin yanındaki eski ama çalışan su değirmenine yakından baktık. Sonra üst yola, Manili Yol’a çıktık. Burası Kemaliye’yi ve Fırat’ı oldukça yukarıdan gören bir yer. Burada yol boyunca direkler var, her direğin üzerine bir tabela asılmış. Tabelalarda mani yazılı, bu yüzden yolun adı Manili Yol. Maniler çoğunlukla gurbet ve özlem üzerine yazılmış. Mani Yolu’nun üstü Zincirli Kaya. “Yuvarlanmasın” diye kayayı zincirlemişler. Buna biraz mecazi anlamda bakmalısınız.

Mani Yolu’nu yürüdük ve aşağı indik, aracımızla Kemaliye Doğa Tarihi Müzesi’ne gittik. Evet, Kemaliye’de Doğa Tarihi Müzesi var, çok ilginç. Türkiye’de 10 taneden az var ve bunlardan bir tanesi Kemaliye’de bulunuyor; Kemaliye Doğa Tarihi Müzesi, Prof. Dr. (Biyoloji) Ali Demirsoy tarafından yapılmış, yaptırılmış. Erzincan Üniversitesi, Kemaliye Turizm Meslek Yüksek Okulu binasının içindeki bu müze zengin bir koleksiyona sahip ve iyi düzenlenmiş bir müze. Dondurulmuş canlılardan kelebek koleksiyonuna, girişteki fil iskeletinden jeolojik kayaç – mineral örneklerine, fosil ve fosil kalıplarından taşlaşmış bitki – ağaç örneklerine kadar çok sayıda örneğin sergilendiği bir müze. Mesleğim gereği arkeoloji, biyoloji ve jeoloji ile ilgili çok sayıda sergi alanı gezmiş olmama ve Ankara MTA içindeki müzeyi bile defalarca gezmeme rağmen Kemaliye’deki Doğa Tarihi Müzesi’ni gezerken ağzım açık kaldı. Tabi müzeyi kimin yaptığı, yaptırdığı çok önemli; elinize ve emeğinize sağlık Ali Demirsoy hocam.

Kemaliye Mani Yolu Eylül 2013

Kemaliye Mani Yolu Eylül 2013

Orda bir köy var uzakta
Müzeden sonra merkezin dışında kalan Apçağa Köyü’ne (2008’den beri mahalle sayılıyor) doğru yola çıktık. Yol boyunca dut, elma, ayva, nar ağaçlarının arasından geçiyoruz. Apçağa Köyü için yazılan bir şiir sonrasında çocuk şarkısına dönüşmüş: “Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür, gitmesek de görmesek de, o köy bizim köyümüzdür”. Köyün içindeki yüzyıldan eski konakları, köy meydanındaki taş fırını ve kahvehanesini gördükten sonra Şahin Tepesi denilen yere çıktık. Burada çay içerken Kemaliye merkezi, Fırat’ı ve karşı tepelerde Malatya’dan Erzincan’a uzanan orijinal haliyle İpekyolu’nu görebilirsiniz. Şahin tepesinden inişte köy fırınından köy ekmeği veya lavaş almayı unutmayın.

Kırkgöz Köyü (burası da mahalle oldu) ise yaylaların başladığı yol üzerinde. Bahçelerin ve derelerin olduğu bu köy koruluklar arasında ve yemyeşildir. Kırkgöz köyünden sonra yol Arapgir’e doğru devam eder. Yol üzerinde kartal yuvası gibi bir yerde, Fırat’ı ve tüm Kemaliye’yi yukarıdan gören ve bulunduğu kayalıkta tek başına duran evi görmelisiniz. Bu evi yaptıran çiftin çabasından ve kararlılığından Kemaliye’liler takdirle bahsetmekteler.

TaTuTa
Kırkgöz Köyü’nde Latif Yalçıner’in çiftliğine misafir olduk. Burası yaklaşık 20 dönümlük bir alanda meyve ağaçları bulunan bir çiftlik. Yalçıner çiftliği TaTuTa sistemine üye. TaTuTa nedir dedik, “Tarım Turizm Takas” dedi Latif bey. Yani, bu çiftlikte konaklamanız için iki şeyden birini tercih ediyorsunuz: Ya çiftlikte çalışarak kalıyorsunuz, ya da ücret ödeyerek kalıyorsunuz. Aslında bu sistem çok güzel; köy evinde, doğanın içerisindesiniz ve aileden birisisiniz. Çalışırsanız aslında spor yapmış oluyorsunuz, sonuçta size taş taşıtmıyorlar; meyve toplamak taşımak, bahçe çapalamak, dut sıkmak, pekmez yapmak, pestil yapmak, normal ev – bahçe işleri yapmış oluyorsunuz. Ücret öderseniz de daha rahat bir tatil yapıyorsunuz, ev işlerine yardım etmek size kalmış bir karar. Yalnız bazı kurallar var; temizliğe özen göstermek, aile ve çevreye uyumlu konaklamanız, saygı – sevgi – anlayış içerisinde bulunulması gibi… Detayları lütfen TaTuTa sayfasından inceleyin… Ayça odun semaverinde çay demledi, meyveler, akşam yemeği derken geç vakte kadar Latif Bey ve Yalçıner Ailesi ile sohbet ettik. Latif Bey bizi merkeze kadar getirdi.

Oldukça yoğun ama çok güzel bir gündü… Üç günlük geziyi bir günde yapmış olduk. Ertesi gün erken kalkacağız, yolculuk var… Doğu Ekspresi Treni ile Kars’a gideceğiz. Sabah saat 05.00 gibi uyandık, otelden ayrıldık. 06.00’da Erzincan’a giden minibüs hareket etti.

Kemaliye Kaymakamlığı Eylül 2013

Kemaliye Kaymakamlığı Eylül 2013

Kemaliye nerede?
Erzincan’a bağlı güzel bir ilçedir Kemaliye. Erzincan’ın güneybatısında bulunmaktadır. Güneyinde Arapgir (Malatya), kuzeybatısında Divriği (Sivas), kuzeydoğusunda İliç (Erzincan) ilçeleri bulunmakta. İlçenin doğusundan Fırat Nehri geçiyor. Kemaliye çok temiz bir ilçe. Yerleşim alanlarının birbirinden kısmen uzak mahalleler olmasına; bahçeler, dereler, tarlalar olmasına rağmen ilçe merkezi ve merkez dışındaki tüm mahalleleri çok temiz. Bu temizlik Kemaliye’lilerin temiz, düzenli ve çevrelerine karşı ilgili insanlar olmasından kaynaklanıyor.

Eski adıyla Eğin, Cumhuriyetten sonra Kemaliye
Cumhuriyetten önce, Osmanlı döneminde Eğin kasabası deniyormuş Kemaliye’ye. Eğin’in en olası anlamının “Eden” kelimesinin ses değişiminden kaynaklanan “cennet bahçesi, cennet gibi yer” olduğu şeklinde açıklanmaktadır. Kurtuluş Savaşı döneminde, Sakarya Muharebeleri sırasında ordumuzun morale ihtiyacı varken Eğin’den bir telgraf gider Ankara’ya, Mustafa Kemal Paşa’ya. Eğin’liler telgrafta der ki Paşa’ya “…Biz size ve yapacaklarınıza güveniyoruz. Emrinize girmek üzere Kuvayi Milliye birliklerine katılmak için 600 atlı asker hazırlıyoruz. Kaderimiz sizinle birdir”. Paşa kurmaylarına der ki “… Anadolu hala bize güveniyor, umutları boşa çıkarmamak gerek. Dayanacağız ve bu savaşı kazanacağız”. Kurtuluş Savaşı kazanılır, Mustafa Kemal Paşa Eğin’i ve en dar zamanda gelen telgrafı unutmamıştır. 1923 yılında Eğin’lilere bir teklif gönderir, “Eğin ismini Kemaliye yapalım”, Eğin’liler bu teklifi coşku ve gurur duyarak kabul eder. Türkiye’de Atatürk’ün kendi ismini verdiği sadece iki yerleşim var: Kemaliye (Erzincan’ın ilçesi) ve Mustafakemalpaşa (Bursa’nın ilçesi).

Kemaliye’ye nasıl gidilir? Kemaliye’ye yolculuk ne kadar sürer?
Kemaliye’ye otobüs ile gidecekseniz Sivas Divriği’ye otobüsle gidip Divriği’den minibüsle veya Malatya Arapgir’e otobüsle gidip Arapgir’den minibüsle Kemaliye’ye gidebilirsiniz.
Kendi arabanızla gidecekseniz en yakın rotalar Sivas Divriği Kemaliye; Erzincan İliç Kemaliye ve Malatya Arapgir Kemaliye rotaları. Divriği’den Kemaliye yaklaşık 1 saat sürmekte. Kemaliye’ye  “Taş Yol” tarafından girmiş olursunuz. İliç’ten Kemaliye yaklaşık 45 dakika sürmekte. Malatya Arapgir’den Kemaliye yaklaşık 1 saatlik sürmekte.
Kemaliye’ye yakın 2 havaalanı var. Bunlardan birincisi ve tercih sebebi olan Erzincan Havaalanı, diğeri Malatya Havaalanıdır. Kemaliye’den sabah saat 06.00’da Erzincan’a ve Malatya’ya giden minibüsler kalkar. Kemaliye Erzincan arası yaklaşık 3 saat mesafededir. Kemaliye Malatya arası da yaklaşık 3 saat mesafededir. Erzincan ve Malatya havaalanlarından Türkiye’nin her yerine her gün direkt veya aktarmalı uçuş var.

Bu geziyi aracınız olmadan yapacaksanız otobüsle Divriği’ye veya Erzincan’a gitmeniz ve oradan da dolmuşla Kemaliye’ye geçmeniz gerekiyor. Kemaliye’de yine araç gerekecek. Tren ile giderseniz Bağıştaş’tan Kemaliye’ye araç, sonra yine araç gerekecek. Normalde Kemaliye’de araç kiralayacak yer yok. Benden bir tavsiye, Kemaliye’de gönüllü turizm elçisi Latif bey var. Kalacak yer, yemek seçeneği, gezecek araç, bot turunuzu ayarlamak ve gezi planınıza yardımcı olması için Latif beyden destek alın. Latif bey seyahat acentası gibi programınızı organize eder. Böylece Kemaliye’de daha çok yeri daha uygun fiyatla gezmiş olursunuz. Hem de başka yerde bulamayacağınız hikayeleri, duyamayacağınız özellikleri öğrenmiş olursunuz.

Kemaliye’yi gezmek için hangi ay gidilir?
Her ay gidebilirsiniz. Kış aylarında özellikle Aralık, Ocak, Şubat, Mart aylarında kar manzarasını fotoğraflamak için gidilmekte. Fırat Nehri Kemaliye’de kuzeydeki Karanlık Kanyon tarafından, güneydeki Arapgir barajına doğru akıyor. Sadece Fırat Nehri’ni izlemek için bile Kemaliye’ye gidilir.
Nisan, Mayıs aylarında yeşille uyanan doğayı görmek, yaylaları gezmek için gitmelisiniz. Şansınız varsa Karanlık Kanyon tarafında yapacağınız bot turunda yaban keçilerini ve kuşları fotoğraflayabilirsiniz. Kar suları ile coşan Fırat Nehri üzerinde rafting yapabilirsiniz. Fırat Nehri üzerinde yapılan raftingin en zorlu parkuru Kemaliye tarafındadır.
Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında meyve bahçelerinde gezmek ve dalından dut, armut, kiraz ve ıhlamur toplamak güzel olur. Fırat Nehri üzerinde tekne gezintisi, Karanlık Kanyon’u görmek için gitmelisiniz.
Eylül, Ekim aylarında üzüm, elma ve ayva toplamak, bal ve peynir almak; sarıya çalan doğayı fotoğraflamak için gitmelisiniz.
Kasım ayında nar, kuşburnu toplamak ve yılın ilk kar yağışını izlemek için gitmelisiniz.

Kemaliye’de nerede kalınır?
İlçe merkezinde konaklamanız için 3 adet otel mevcut. Hepsi de temiz, düzgün ve rahat yerler. İlçeye gelen giden gezgin sayısı çok az olduğu için hemen fark ediliyorsunuz ve herkes size misafir olarak davranıyor, yardımcı olmaya çalışıyor. Otellerin dışında resmi kurumların da misafirhaneleri var. Yatacak yer bulma sorunu yaşamazsınız.

Kemaliye’de ne yenir?
Lökhane’de lök helvası yemelisiniz.
Bahçelerden toplanmış taze meyvelerden yemelisiniz. Elma, armut, nar, dut, üzüm, kiraz, vs… Kemaliye’de organik tarım yapılmakta. Yapay gübre veya hormon kullanılmadığı için etin, sebzenin ve meyvenin gerçek tadını alabiliyorsunuz.
Fırat Nehri kenarında balık yiyebilirsiniz.

Kemaliye’de ne alınır, ne yapılır?
Lökhane denilen yere gidin. Kadıgölü mahallesindeki değirmenin yanında bulunan, lök helvası yapılan yer. Burada bir Türk Kahvesi içip, lök helvası yemelisiniz.
Çarşı merkezinde Latif beyin bir dükkanı var. Bu dükkanda hem yemelik, hem hediyelik eşya bulabiliyorsunuz. Bal, kestane, ceviz, ev yapımı tarhana, bulgur, salça gibi burada yapılan gıda maddelerini bulabiliyorsunuz.

Kemaliye çevresinde gezilebilecek başka yerler?
2-3 saat içinde ulaşabileceğiniz çok sayıda yer var. Sivas Divriği, Malatya Darende, Malatya Arapgir, Erzincan merkez, Malatya merkez, Tunceli merkez, Elazığ merkez gibi çok sayıdaki yere gitme ve gezme şansınız var.

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bu yazı Günaydın Gezginler© tarafından hazırlanmıştır. Marka tescilimiz bulunmakta, fotoğraf ve yazılarımız telif hakkı taşımaktadır. Alıntı veya kopyalama yapılması durumunda referans olarak Günaydın Gezginler ismi ve sitemize bağlantı verilmesi gerekmektedir. E-posta adresimiz gunaydingezginler@hotmail.com

14 Responses to Kemaliye, Fırat’ın saklı cenneti

Bir cevap yazın