Günaydın Gezginler Kültür Tarih Gurme Doğa Fotoğraf Gezi

Yörükköyü safran bitkisi, konaklar, kültür

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Yörükköyü ve çevresi 1100 – 1200’lü yıllarda Anadolu Selçuklu Devleti ve beylikler döneminde akıncı (yarı göçer) ve yerleşik aileler tarafından yayla olarak kullanıyor. 1420’li yıllarda (Osmanlı Dönemi’nde) yaylada kalıcı ev sayısı artarak sürekli konaklama – köy halini alıyor. Yörükler yerleşik düzene geçerek hayvancılık ve tarımla uğraşmaya devam eder. 1500’lü yıllarda Safranbolu sancak olunca Yörük, Davut Oba ve Konarı köyleri de önem kazanıyor ve bu bölge kalıcı yerleşim alanı olarak konaklarla ve evlerle kalabalıklaşıyor. Yörükköyü’nden 1550 – 1600 yıllarından itibaren İstanbul’da saraya çalışmak üzere çağrılan pek çok kişi daha sonra köylerine çeşitli binalar – eserler kazandırıyor.

yorukkoyu konak oda ocak

yörükköyü konak oda ocak

Yörükköyü Safranbolu’ya ne kadar uzaklıkta?
Yörükköyü, Safranbolu’nun yaklaşık 15 km uzağında, tepe üzeri, yakınlarında düzgün verimli topraklar ve dere bulunan bir köy. Köyün en önemli özelliği gurbete, özellikle İstanbul’a – saraya çok sayıda kişi göndermiş olması. Bununla ilgili detayları bölgenin tarihi ile ilgili olan yazıda görebilirsiniz. Gurbettekiler memleketlerine hem parasal destek, hem de okuma – yazma olarak manevi destek vermiş. Bu sayede köy aslında küçük, düzgün, planlı, şehri aşan kalitede bir “şehir” olmuş.

Yörükköyü’ne aracınız olmadan gitmek biraz daha zor çünkü dolmuş sayısı daha az. Yörükköyü’ne Karabük’ten dolmuşla 30 dakikada, Safranbolu’dan ise dolmuşla 20 dakikada gidebilirsiniz. Dolmuş sıklığı bahar ve yaz aylarında her yarım saatte, kış aylarında ise belki günde iki kere.

Yörükköyü’nü ne kadar zamanda gezersiniz?
Ankara’dan arabanızla Yörükköyü’ne gitmek yaklaşık 3 saat sürüyor. İstanbul Kadıköy’den arabanızla Yörükköyü’ne gitmek de yaklaşık 5 saat sürer. Karabük’ten geçtikten sonra Safranbolu merkeze girmeden Kastamonu – Çevlik Köprü – Yörükköyü yönüne doğru devam edeceksiniz. Çevlik Köprü’yü geçtikten 10 dakika (6-7 km) sonra yolun sağında ağaçlık bir alan ve gölet göreceksiniz. Burası Dipsiz Göl denilen yer, Dipsiz Göl’den 200 m sonra sola yani Yörükköyü yoluna döneceksiniz. Köye girişte ilk karşılaşacağınız yer köy mezarlığı. Otoparktan yürüyerek 5 dakika sonra köy meydanına geliyorsunuz.

Yörükköyü’nü gezmek için en azından 3 saat ayırmanız gerekir. Yemek yediniz, alışveriş yaptınız derken süre biraz daha uzayabilir.

yorukkoyu konak buyuk oda

yörükköyü konak büyük oda

yörükköyü konaklarından biri

yörükköyü konaklarından biri

yörükköyü sokaklarından birisi

yörükköyü sokaklarından birisi

Köy girişindeki Dipsiz Göl’ün derinliği bilinmiyor, yeraltı sularından oluşan ve beslenen bir göl. Dipsiz Göl ve Karagöl isimleri derinliği bilinmeyen göller için Anadolu’da kullanılan genel bir addır. Sadece Ankara’da benim bildiğim 4 tane Karagöl var. Yörükköyü Dipsiz Göl’ün yanında bir kafeterya alanı vardır, çay kahve ve dinlenmek için burada da mola verilebilir ama tabi köy içerisi daha ilginç olacak.

yörükköyü konaklar çift cumba

yörükköyü konaklar çift cumba

yörükköyü eski cami

yörükköyü eski cami

Yörükköyü’nde aracınızı otoparka koyun. köyün merkezine doğru yürürken köy meydanına gelmeden önce soldaki eski camiyi ziyaret edin. Bu caminin küçük bir ahşap minaresi var, içi sade, ayrı bir huzuru var. Camiden sonra köy meydanına doğru ilerliyoruz. Köy meydanına giden ana caddenin sağı solu konaklar. Konakların bazısı zemin + 1 kat, bazısı zemin + 2 katlı, çok az sayıdaki konak da zemin + 3 katlı olarak yapılmış. Konaklar ayakta kalmaya çalışıyor.

Köy meydanında yeni cami (merkez cami), çeşme, Yörük Sofrası gözleme ayran baklava, sanat sokağı ve ev yapımı ürünler satan amca ve teyzeler var. Sokak isimleri Yörükköyü ile bağlantısı olanların isimlerinden seçilmiş. Aile kökleri ve akrabalık ilişkileri Yörükköyü’ne kadar inen o kadar çok ünlü kişi var ki, saysam şaşırırsınız. En iyisi köye gelince kahvede oturun, köyde yaşayanlarla sohbet ederken “Yörükköy’ün meşhurları kim?” diye sorun.

yörükköyü çamaşırhanesi

yörükköyü çamaşırhanesi

Yörükköyü Çamaşırhanesi
Yörükköyü’ndeki en ilginç yerlerden birisi çamaşırhane. Merkez Camisi’nin altındaki çay ocağından çamaşırhanenin anahtarını alıyorum. Kaymakam Muammer Aksoy Sokağı’nın karşısına geçiyoruz. Sokaklarda sağlı sollu ilerliyoruz ve çamaşırhaneye geliyoruz. Çamaşırhanenin kapısının kilidi orjinaldir ve kapı mekanizması da özel planlanmıştır. Çamaşırhane kapısı 1700’lü yılların konak kapılarının güvenlik mekanizmasıyla aynıdır. Kimi kaynakta 150 yıllık, kimi kaynakta 300 yıllık olarak anlatılan çamaşırhane, köyün kadınları dere kenarına inerek yorulmasın, köyün içinde rahat ve güvenli bir şekilde çamaşır yıkasın diye yapılmış olan bir bina. Yaklaşık 10 x 10 metre genişliğindeki çamaşırhanenin çatısı kapalıdır ve dağdan gelen kaynak suyu borularla binaya taşımış, suyu ısıtmak için de ocaklar ve odunluk yapılmış.

Ortada büyük ve yüksekçe bir yıkama taşı hazırlanmış, aslında hamamlardaki “göbek taşı” konulmuş çünkü bu yapı aynı zamanda köyün hamamı olarak da kullanılmış. Bunun nasıl olduğunu anlamak için görmeniz gerek. Şimdilerde çamaşırhaneyi sanat galerisi – atölyesi ve müze olarak koruyorlar.

Yörükköyü Konakları
Çamaşırhaneden sonra bir iki konağın içini gezmenizi öneririm. Yörükköyü ve Safranbolu konaklarının genel özelliği ahşap olması, zemin katlarının hayat adı verilen ahır – samanlık bölümü olması ve oda sayısının 6 – 10 oda arasında değişmesidir. Tabi bazı konaklar çok çok büyük olup oda sayıları 16 odaya kadar çıkıyor. Oda sayısını belirleyen sebep, ailenin kalabalıklığı ve konağın yapılacağı arazinin şartları. Sonuçta bu konaklar en az 150 yıl öncesinin inşaat tekniği ile ve ahşap olarak yapılıyor.

yörükköyü konaklar mutfak

yörükköyü konaklar mutfak

yörükköyü konaklar gusül

yörükköyü konaklar gusül

yörükköyü konaklar dolap

yörükköyü konaklar dolap

Odaların ahşap duvarlarındaki yuvalar (niş) tablo, kandil, mum gibi eşyalar koymaya yarıyor. Her odada gömme dolaplar bulunuyor ve yatak yorgan, kıyafetler kaldırılıyor. Genelde her oda 1 aile (3-4 kişi) alacak şekilde yapılıyor. Pencere kenarlarındaki seki veya sedirler yatak olarak kullanılıyor ve bazılarının altları baza olarak eşya dolabı görevi görüyor.

yörükköyü zemin kat hayat (ahır samanlık) bölümü

yörükköyü zemin kat hayat (ahır samanlık) bölümü

Konakların bir veya birkaç odasında gömme dolap şeklinde duşluk bulunur. Duşluğa “gusül” denir, bugünkü tarzda olmasa da kovada sıcak su ile başınızdan aşağı su dökerek yıkanabileceğiniz bir sistem ve atık su tesisatını ahşap binanın 2. katına yapmış insanlar.

Konakların pek çoğunun ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Genel olarak 150 – 400 yıllık oldukları düşünülüyor. Aslında her bir konağın kendisi kadar içindeki eşyalar da önemli ve müze değeri taşıyor. 100 yıllık kristal aynalar, 200 yıllık kalem işi duvar boyamaları, 200-300 yıllık ahşap oymalar, örtüler, etaminler, porselenler, lambalar, beşikler vs. gezmeniz gerekir.

Konakları gezdikten sonra konağın giriş kapısının üzerindeki çatıya ve çatı köşelerine bir bakın. Kimi çatıdan aşağı mısır koçanları, kimisinde geyik boynuzu, kimisinde başka bir eşya sallanmakta. Bunlar, geleneksel olarak konağa uğur getirmesi, bereket getirmesi için çatıya asılan eşyalar.

yörükköyü ev yapımı ürünler

yörükköyü ev yapımı ürünler

Yörükköyü’nde nerede yemek yenir? Ne yenir?
Köy meydanına bakan küçük bir bahçe içerisindeki Birsen Abla’nın yerinde (Yörük Sofrası köy mutfağı) yemek molası verebilirsiniz. Birsen Abla’mızın yaptığı baklavalar ödüllüdür. Son 10 yıl içerisinde bu baklavalar pek çok ödül aldı ve ünü Türkiye sınırlarını aştı. Ev baklavası ince yufkadan 40-50-60 hatta 80 kat olarak yapılır; Kastamonu, Beypazarı, Amasya, Bolu, Eskişehir, Gaziantep gibi yerlerde de aynı özellikte ev baklavası bulabilirsiniz sonuçta hepsinin unu, yağı, yapanın ustalığı ve dolayısıyla lezzeti güzelliği farklıdır. Yufkanın kat sayısı, baklavanın yapılma amacıyla ilgili oluyor: kız isteme, düğün, asker karşılama vs… Kat sayısı, yapanın becerisini ve ustalığını da gösteriyor. Ben 10 kat da olsa kabul ederim, bir tepsi baklavada onlarca kişinin emeği var.

Yörük Sofrası’nda gözleme, yayık ayran, baklava, çay, kahve her zaman bulunur. Belki yemek yerken Birsen Abla’nın eşi Kadir Abi eline ud alıp Türk Sanat Müziği veya Batı Karadeniz Türküleri de söyler. Safranbolu’yu gezecek olmasak Yörükköyü’nde kalalım derim ama gitmek gerek.

safran bitkisi

safran bitkisi

Safran Bitkisi nerede yetişiyor?
Yörükköyü’nün sınırları içerisinde safran bitkisi yetiştirilmekte. Tabi çevredeki diğer köylerde de hava, güneş ve toprak şartları uygunsa bu bitki yetiştirilmekte. Safran bitkisini yüzyıllardır yemeklerde kullanıyoruz; Safranlı Pilav gibi veya Zerde Tatlısı gibi tatlılar yapılıyor. Ama özellikle kimya sanayisinde son 50 yıldır safran bitkisi için talep artışı olunca safran sanayi ürünü olarak da önem kazandı. 1970’lerde devlet üretme çiftliği kurularak talep karşılanırken özel sektör ve çiftçiler de teşvik edilmiş oldu. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da safran bitkisi yetiştirilen yerler bulunmakta. Ayrıca bizdekine benzer türdeki safran Suriye ve Irak’ta da yetiştiriliyor.

Yörükköyü’nde kalacak yer var mı?
Yörükköyü’nde ev pansiyonculuğu yapılmakta, otel – motel yok.

Yörükköyü’nde el işi ve ev işi ürünler bulabilirsiniz. Birsen Hanım gözlemesi (otlu, peynirli, patatesli, kıymalı, ıspanaklı) ve baklavası öncelikli tercih. Bunun dışında insanların kendisi için yaptığı ev yapımı ekmek, ev peyniri, kaymak, ev tereyağı, bazlama, reçel, turşu, kurutmalar, mısır, domates, salata malzemesi taze yeşillikler, ceviz, kestane gibi ürünler köy meydanı çevresinde ve otopark ile köy meydanı arasında bulabilirsiniz.

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bu yazı Günaydın Gezginler© tarafından hazırlanmıştır. Marka tescilimiz bulunmakta, fotoğraf ve yazılarımız telif hakkı taşımaktadır. Alıntı veya kopyalama yapılması durumunda referans olarak Günaydın Gezginler ismi ve sitemize bağlantı verilmesi gerekmektedir. E-posta adresimiz gunaydingezginler@hotmail.com

Bir cevap yazın