Günaydın Gezginler Kültür Tarih Gurme Doğa Fotoğraf Gezi

Amasya 1.Bölüm

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Harşena’dan – Amasya Kalesi’nden Yeşilırmak Nehri’ne bakmak…

Yıllardır Amasya’ya gitmek niyetindeydik. Duyardık ederdik ama bir türlü kısmet olmamıştı. Google Earth’te haritayı bir orasından bir burasından çekiştirip sanal gezintilerde avuturduk kendimizi. 2009 yılında, Ankara’nın çeşitli yerlerindeki tanıtım afişleri sayesinde artık gidelim dedik. Bir boşluğa sıkıştırdık ve ilk kez adımımızı böyle attık Amasya’ya. Sonra mı? 10, 15, 20 derken onlarca kere ziyaret ettik bu güzelim şehri. İş icabı, aşk icabı… Şehre olan aşkımız tabii ki. Hala da bitiremedik sokaklarını. Meğer halkının bile bilmediği ne değerler gizliymiş arka sokaklarında…

İlerleyen zamanlarda bizzat tanışma fırsatı bulacağımız, şehre ait estetik her detayı özenle öne çıkaran, yurtdışı organizasyonlarında ülkemiz adına Amasya’yı bizzat temsil eden İl Kültür Turizm Müdürü Sayın Ahmet KAYA, şehir sınırlarındaki her toprak parçasında emeği geçen Amasya Müze Müdürü Sayın Celal ÖZDEMİR ve ekibi, ve gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel bu şehri ayakta tutmaya devam eden halkı sayesinde hala her geçen gün başka bir güzelliğini gösteriyor Amasya. Biz bir ucundan tutalım, birkaç gezi notu hazırlayalım istedik, tamamını keşfetmek yine size kalıyor. Her köşesinden tarih fışkıran bu “konsantre şehir”, Pontus, Roma, Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet ve günümüz tarihini, iki dağın arasına sıkışmış haliyle sizlere sunuyor.

Amasya’ya nasıl gidilir? Amasya’ya yolculuk ne kadar sürer?
Karayolu ile Amasya’ya ulaşım süreleri İstanbul’dan 10 saat, Ankara’dan 5,5 saat, Samsun’dan 2 saat, Tokat’tan 1 saat, Çorum’dan 2 saat sürüyor.
Havayolu düşünürseniz, Amasya’nın Merzifon ilçesindeki havaalanı Amasya merkeze 1 saat uzaklıkta. Ama çok sık kullanılan bir havaalanı değil. Samsun Çarşamba havaalanından Amasya’ya gelmek yaklaşık 3 saat sürer. Tokat havalimanından Amasya merkeze gelmek ise yaklaşık 1,5 saat sürer. Bu havaalanlarına Türkiye’nin her yerinden Anadolu Jet, THY, Pegasus ve Bora Jet ile doğrudan veya aktarmalı uçuşlar yapılıyor.

Amasya’yı gezmek için hangi ay gitmelisiniz?
Ocak, şubat aylarında kar ve ışık oyunu fotoğrafı çekmek için güzel olur. Mart ayından itibaren bahar yağmurları başlar. Nisan ve mayıs aylarında tepelerin yeşillenmesi ve Hıdırellez ile birlikte gezmek için en ideal zaman gelir. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında kiraz, dut ve diğer meyvelerin olgunlaşması ile yemek ve alışveriş gezisi yapılır. Eylül, ekim aylarında üzüm ve yaylalardan tereyağı, peynir gelmeye başlar. Sonbahar aylarında elma bahçelerinin güzelliğini ve sonbaharın sarı – kırmızı renklerini görmelisiniz. Bizce Amasya’ya ne zaman gidilir? Her zaman  🙂
Yine de belirtmekte fayda var: Amasya’nın soğuğu da soğuktur hani…

Amasya’yı gezmek ne kadar sürer?
Amasya, küçücük ama hiçbir detayının kaçırılması gereken “konsantre” bir şehir. Her tarih döneminden birçok parça taşıyor içinde. Gevşek ve yüzeysel bir gezi için 1 gününüzü ayırmanız yeterli olacaksa da, akşam Çakallar Tepesi’nden şehrin manzarasını, kalenin ve kaya mezarlarının ışıklarını izlemek, yalı boyunun nostaljisine karşı Yeşilırmak kenarındaki parkta yürüyüşe çıkmak, yalı boyundaki konaklardan birinde kalıp sabah sürgülü pencereleri açıp Yeşilırmak’ın sesini duyarak uyanmak çok keyifli olacaktır.
Mimari, tarihi ya da farklı detayları olan teknik bir gezi isterseniz, bir hafta sonunuz ucu ucuna yetecektir.

Amasya nasıl gezilir?
Amasya için tavsiyemiz, yürüyerek gezmeniz. Çünkü her sokakta ayrı bir tarihle karşı karşıya kalacaksınız. Fotoğraf makinanızı kapalı konuma getiremeyeceksiniz, garanti ediyoruz. Taksiye binmeniz gerekirse belirtelim, tüm küçük şehirlerde olduğu gibi taksiler pahalı. Üstelik Amasya taksilerinde pek taksimetre alışkanlığı yok. Hemen hepsi pazarlığa tabi. Şehir içindeki taksiler genelde çoook eski. Düzgün birkaç taksi durağının numarasını aldık. İhtiyacınız olacaksa bizimle irtibat kurun. Bazen gerçekten faydalı oluyorlar.

Arabayla…
Arabanız varsa, Suluova yolundan arabayla Amasya’ya gelirseniz şehir merkezine girmeden önce Aynalı Mağara’yı görmeden geçmeyin. Amasya’nın Suluova’dan gelirken ilk girişinden hemen sonra sol yukarıda eski taş ocağı vardır. Buradan, Yeşilırmak’ı geçmeden biraz önce sola doğru giren yolda Aynalı Mağara tabelasını görebilirsiniz.

(1-Aynalı Mağara ile ilgili birkaç bilgi, II.Bölümde)

Amasya, Harşena Dağı ve Çakallar Tepesi arasında vadide yer alan bir şehir. Harşena Dağı’nın en üstünde, aynı adla anılan Kale bulunuyor. Amasya Kalesi’ne çıkmak gibi bir arzunuz varsa da arabaya ihtiyacınız var. Şehrin kuzeybatı girişinde Zübeyde Hanım Caddesi’nde tek bir daracık yoldan çıkılıyor. Cadde üzerinde küçük bir tabelası var. Amasya’yı içine alan kayalık tepelerin en üstünde. 2 km lik bir yol ama döne döne çıkılıyor. Oldukça dik bir asfalt yol. Toplu taşım aracı yok. Kaleden şehir manzarası oldukça etkileyicidir. Yeşilırmak’ın kavisi, olduğu gibi ayaklarınızın altında. Yukarıda kaleden hemen önce bir kafe var. 12 ay açık mı bilemiyoruz.

(2-Amasya Kalesi –Harşena Kalesi ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)Amasya Kalesi_13

Kaleye çıkmak üzere döndüğünüz Zübeyde Hanım Caddesi’ne geri dönüp şehre doğru ilerleyerek ana caddeyi takip edin. Yol sizi Yeşilırmak’a götürecek. Ama köprüden (Kunç Köprü) geçmeyin. Köprüyü gördüğünüz yerde sola dönün. Hemen solunuzda Büyük Ağa Medresesi’ni ve karşınızda Saraydüzü Kışla Binasını göreceksiniz.

Bundan sonrası yürüyerek…
Şehir merkezine geldiğinizde solda Büyük Ağa Medresesi, karşınızda Saraydüzü Kışla Binası’nı göreceksiniz, Kışla binasında geçici park mümkün. Yeşilırmak’ın hemen kıyısında yer alan bina, orijinal bina değildir. Eski bina mı nerede? Yeni binanın ana giriş merdivenlerinin üstündeyken tam karşıya baktığınızda gördüğünüz Türk Bayrağı, Saraydüzü Kışlası’nın eski – orijinal yeri. Ancak kışla binasını ve medreseyi gezdikten sonra Kunç Köprü’den karşıya geçip, ilk bulduğunuz yerde park etmelisiniz. Trafik Amasya’da ciddi bir sıkıntı. Çevre yolu inşası tamamlanmadı henüz. Şehir içerisinde de park yerleri var ama bu kadar sıkışık bir şehirde yer bulabilirseniz şanslısınız. Yeşilırmak kıyısı boyunca park imkanı var. Mavi üniformalı arkadaşlar belediyeye bağlı çalışıyorlar. Cüzi bir miktar park ücreti ödüyorsunuz. Yalıboyunda otelde kalacaksanız otelinize park yerini mutlaka sorun. Yalıboyunda trafik tek yön ve özel park alanı yok. Sadece Emin Efendi Konakları konum itibariyle daha rahat. “üst yol” denilen Atatürk caddesi üzerinde, Bayezid cami arkasında bir otopark var ama hiç boş anına rastlamadık biz.

(3-Saraydüzü Kışla Binası (Milli Mücadele Müzesi) ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)
(4-Büyük Ağa (Kapı Ağası) Medresesi ile ilgili birkaç bilgi)

Kunç Köprü’den karşıya geçer geçmez karşınızda Kumacık Hamamı ve solda Bayezid Paşa Camisi’ni görürsünüz.

(5-Bayezid Paşa Cami ile ilgili birkaç bilgi)

Kumacık Hamamı ve Bayezid Paşa Camisi’nin arasındaki caddeden ilerlerseniz, “üst yol” denilen ana caddeye ulaşırsınız. Tam karşınızda, üst geçidin ayağında Şirvanlı, diğer adıyla Azeri Camisi’ni görürsünüz. İçinde türbe bulunan özel bir camidir. Bizim çok beğendiğimiz, diğer klasik mimari bezemelerden uzak bir anlayışla yapılmış, ufacık ama sıcacık bir yapı burası. Aynı zamanda genelin aksine, devletin ileri gelenleri tarafından değil, yardımlarla yapılmış bir cami.
Azeri_Şirvanlı camiİbadet saatleri dışında kapısı kapalı olabilen camiye girmek ve türbesini ziyaret etmek isterseniz hiç üzülmeyin. Her zaman bahçesinde ahaliden birilerine denk gelirsiniz. Zaten bir “Hoş geldiniz” diyorlar mutlaka. Nerden gelir nereye gidersiniz, vs. Rica edin. İçeri girmek için her zaman şansınız var.
(6-Şirvanlı (Azeriler) Cami ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)
Şehrin bu kısmında biraz daha yukarıda Çilehane ve Pirler Parkı bulunuyor. Vaktiniz genişse gidebileceğiniz bir mesafede.

Vaktiniz kısıtlı ise, Azeri Camisi kapısından çıktığınızda sola doğru caddeyi takip edin. 100 m sonra sağa doğru ilk ara sokak, Selamet Hatun Türbesi’nin de bulunduğu, Selamet Hatun Sokak. Betonarme bir binanın gölgesinde kalmış küçücük bir türbe. Buradan sokak boyu gittiğinizde yeniden ırmak boyuna yakın caddeye gelmiş olacaksınız. Sola doğru ilerlemelisiniz. 150 metre sonra yol boyunca sırasıyla Mehmet Paşa Camisi, Mustafa Bey Hamamı ve Darüşşifa (Bimarhane) yer alıyor.

Bimarhane girişinde geniş bir bahçe sizi karşılıyor. Bahçesinde şifacılıkta kullanılan bitki örneklerinden birkaçı, kenarlarda dikilmiş, açıklamalarıyla bilgilendiriyor sizi. Muhteşem taş işçiliğine sahip kapısını gözden kaçırmanız ise mümkün değil.
İçeride Cerrahi aletler ve deneysel tıp bölümünde tıbbi tedavide kullanılan islam musıki aletleri koleksiyonunu görüp, burçlara göre makamlar kısmında kendi burcunuza ya da karakterinize göre makamınızı dinleyebilir, klinikte hasta tedavi eden Sabuncuoğlu’nu izleyip, hediyelik eşya dükkanını gezebilir, ardından avluda, yanında nazar boncuğu ile getirilen Türk kahvesinden keyifle içebilirsiniz.
Ziyaret saatleri: pazartesi hariç 09:00-17:00
Giriş Ücreti 2 TL (Müzekart geçmiyor)

(7-Bimarhane (Darüşşifa) (Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi) ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

Amasya’ya gelmişken meşhur çöreği atlamak olmaz. Darüşşifa’nın hemen yan sokağında Amasya Çörekçisi’ni bulursunuz. Kapıdan çıkınca sağa doğru yukarı çıkan sokağa baktığınızda kırmızı tabelasını görürsünüz. Galip usta veya yeğenlerini fırının başında yakalamışken birkaç kilo almanızda fayda var. Derin dondurucuya attığınızda aylarca dayanıyor. Ne kadar erken giderseniz bulma ihtimaliniz o kadar yüksek. Hemen tükeniyor. Biz bir gün önceden siparişle Galip Abi’ye ayırtıyoruz. Birkaç tür çörek var. Bizim sevdiğimiz burmalı. 17 TL ye almıştık kilosunu. Şimdi ne kadardır bilemiyoruz.
Gezme sırası şehrin tam orta yerinde. Bimarhane’den ya da çörekçinin sokaktan çıkınca sola doğru yürüdüğünüzde karşınızda eski yapılardan Valilik Binasını görürsünüz. Hemen sonrasında ikinci köprümüz Hükümet Köprüsü karşınıza çıkacak. Köprünün bulunduğu yerde hem Atatürk heykeli’nin bulunduğu, festivallerin, konserlerin yapıldığı meydan, hem Gümüşlü Cami bulunur. Köprüden karşıda ise saat kulesini görmemeniz imkansız. Saat kulesinin ayrı bir hikayesi var, biz sadece özetledik. Diğer bölümde okuyabilirsiniz. Yalı boyu evlerinin yer aldığı Hatuniye Mahallesi’nin girişindedir aynı zamanda.

(8-Tarihi Saat Kulesi (Saathane) ile ilgili birkaç bilgi)
(9-Gümüşlü Cami ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

Karşıya geçmez, Hatuniye Mahallesi’ne girmez, Meydan’dan Irmak boyunca devam ederseniz, hem kaya mezarlarını, hem yalıboyu evlerini birbiri ardınca fotoğraflama imkanınız olur. Bu konumda sola doğru kıyı boyunca kaldırım taşından yolda ilerlerseniz, bir sonraki köprüye gelmeden solda Saraçhane Camisi’ni bulacaksınız. Arka sokağa doğru peşpeşe yer alan Saraçhane Cami (1372), Bedesten(1483), Kilari Selim Ağa Cami 1484, TaşHan(1699) ve Burmalı Minare, Amasya’ya ait birçok fotoğrafta yer alan 5 tarihi bina. Son gittiğimizde TaşHan, terk edilmiş halinden uzak, hummalı bir restorasyon çalışmasına alınmıştı. Bu çok güzel bir gelişme. Düzenlendiğindeki alacağı halini merakla bekliyoruz.

(10-Burmalı Minare Cami ve Cumudar Türbesi ile ilgili birkaç bilgi)

Burmalı Minare_2Burmalı Minare Camisi’nin hemen önünden, otoparkların arasından geçip kayalık yere doğru ilerlerseniz yaklaşınca, kaya mezarlarından küçük olanlarından birine daha rastlayacaksınız. Öyle çok yükseklerde aramayın, hemen yolun kenarında, tam karşınızdaki kaya duvarda, yerden 2-3 m yüksekte. Hemen önünden de, yukarı Mahallelerden gelen incecik bir su akıyor çukurda.

Küçük Kaya mezarını görüp sağa doğru yokuşu takip ederseniz, karşınıza çıkacak okulun hemen arkasında Fethiye Cami isminde küçük ama ilginç bir cami bulacaksınız. Burasının eskiden bir kilise olduğunu, orada yaşayanlar bile pek bilmiyor ne yazık ki. Ama yaklaştığınızda yapı şekli, tüm sıvalara, tüm değişiklik zorlamalarına karşın, çok güzel gösteriyor.
(11-Meryem Ana Kilisesi – Fethiye Camisi ile ilgili birkaç bilgi)

Burmalı Minare Camisi’nin üst kısmındaki açıklık, minarenin ve diğer tarihi binaların ardından kendini gösteren Kral Kaya Mezarlarını çekebilmek için ideal bir nokta. Sakın atlamayın. Buradan tekrar Yeşilırmak kenarına inebilirsiniz. Ancak öncelikle Amasya Müzesi’ndeki Teşup heykelciği ve mumyalar sizi bekler.
(12-Amasya Müzesi ve mumyalar ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

Müzeden hemen çıkınca sola doğru devam ederseniz 100 metre sonra solda Halifet Gazi Kümbeti (12 yy), Kadılar Türbesi (14 yy) ve Şadgeldi Türbesini (14 yy) bir arada görebilirsiniz.

Müzeden hemen çıkınca sağa doğru devam ederseniz Amasya’nın mimari yapılar arasında önemli bir yere sahip Bayezid Camisi ve külliyesine ulaşırsınız.

Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçları, külliyenin yapımı sırasında dikilmiş. Üzerindeki bilgi etiketlerini hatırladığımız kadarıyla onca yıllık tarihinde ikisinin de üzerine yıldırım düşmüş ve ortaları boş kalmış.
(13-Sultan II. Bayezid Külliyesi ile ilgili birkaç bilgi)
Doğudaki ‘L’ plan şemalı yapı imaret ve konuk evi. Şuan bu kısımda Minyatür Amasya Müzesi var.
(14- Minyatür Amasya Müzesi ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

OLYMPUS DIGITAL CAMERAMinyatür müzeden ve Külliye avlusundan çıktıktan sonra hemen önünüzde Yeşilırmak kenarında Şehzadeler parkı yürüyüş yolunda gezmek, fotoğraf çekmek için vaktinizi ayırın. Amasya tarihindeki şehzadelere ait büstleri inceleyin. Karşı kıyıdaki binaları uzaktan incelerken değirmenlerin dönüşleri size keyif verecek eminiz ki. Karşı kıyıda yalıboyunda en göze çarpan binalar, Yıldız Hamamı, Sultan II.Bayezid’in eşi tarafından yaptırılan Hatuniye Külliyesi (1510) ve Hazeranlar Konağı, yan yana dizilmiştir. Aynı yerden baktığınızda ırmak boyunca yemek yenilebilecek birkaç yer olduğunu da göreceksiniz. Bu mekanlara “nerede yemek yenir?” kısmında yer verdik.
Küllüye çıkışında hemen solda yer alan Magdinus (Madenüs) Köprüsü’nden karşıya geçerek yalı evlerinin arasına karışma zamanı.
Köprüden geçip sağa döner dönmez, barok mimarisini aratmayan farklı minaresiyle küçücük bir cami olan Köprübaşı Camisi karşılar sizi. Sokak boyunca ilerledikçe üzerinde kitabesi duran çeşmeleri sakın atlamayın.

Birbirinin peşi sıra dizilmiş, Yeşilırmak’ın kenarında sıra sıra uzanan konakların arasında dolaşmak, sizi özellikle de akşam saatlerinde pencerelerden sızan ışıklar sayesinde eski dönemlere götürüyor. Sanki bir yerlerden Osmanlı dönemi kıyafetleriyle birileri fırlayacak gibi. Mahallenin daracık tek yön sokağından geçen arabalar olmasa, neredeyse inanırsınız bu duruma. Bütün binaların mimarisi genel olarak aynı. Hemen hepsi, alttaki kiler hariç 1 veya 2 katlı, avlulu, çoğunda avluda ocak ve kuyu var. Konakların önemli bir kısmı butik otel şeklinde işletiliyor. Biz hemen hepsinde ve onların da çoğu odasında kaldık. Yazımızın “Nerede kalınır?” kısmında detaylar yer alıyor. Konakların dış yapısıyla birlikte içine de izlemek isterseniz, en güzel yöntem, karşı kıyıdan manzaranıza kattığınız binalardan olan Hazeranlar Konağı’nı ve Şehzadeler müzesini ziyaret etmek. İki bina neredeyse yan yana yer alıyor. Madenüs Köprüsü’nden yaklaşık 250 metre sonra. Hamamdan sonra da diyebiliriz.
(15- Hazeranlar Konağı ile ilgili birkaç bilgi)
(16- Şehzadeler Müzesi ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

Yalıboyu_gece_11

Hazeranlar Konağı ve Şehzadeler Müzesi’ni gezmeyi bitirince sıra geldi Amasya’nın çehresinde büyük yeri olan Kral Kaya Mezarlarına… Kaya mezarlarının girişinde hediyelik eşya dükkanları var. Ama mezarlara kadar tırmanmak niyetindeyseniz, hediyelerinizi sonra alın. Elinizde ağırlıkla, yukarı tırmanmak eziyet olur.
(17- Kral Kaya Mezarları ile ilgili birkaç bilgi)

Kaya mezarlarına çıkmak için biraz sportif olmak gerekiyor. Oldukça dik merdivenleri, ufak yürüyüş yollar var. Üstelik dikkatsiz ve aceleci yürüyen gruplar sayesinde, bir keresinde üzerimize fırlayan taşlardan zor kurtarmıştık kendimizi. Eğer kendinize güveniyorsanız şehir manzarası görebilmek için güzel bir seyir noktası. En üst noktaya çıkmak istemezseniz, ara kademede bir kafe var. Oturup dinleneceğiniz, manzarası güzel bir esinti noktası.
Kaya mezarları, müze kartla girebileceğiniz bir ören yeri. Tüm mezarların içine bakıcam derseniz, ki bu, kapılarının yüksek olmasından pek mümkün değil, yukarı çıktınız, birkaç fotoğraf çektiniz, etrafta dolaşan tavşanları sevdiniz, tekrar uzun yollardan indiniz, 30 dakikadan daha az sürmez.

Kaya mezarlarının bulunduğu ören yerinden çıkarken küçük dükkanlardan alışveriş yapmayı unutmayın.
Bu ziyaret sonrasında Amasya şehir merkezi hemen hemen bitmiş olur. Yazının uzunluğundan korkmayın. Didik didik incelemeyecekseniz gün ışığının uzun olduğu dönemlerde 1 günde bitirebileceğiniz yerler.

Son olarak bahsetmek istediğimiz birkaç yer var. Ama biz bu kısma genelde arabayla gidiyoruz. Ankara’ya gidecekseniz, Mecitözü yolunu seçerseniz, şehrin güneyine doğru ilerlerken adım adım gezebileceğiniz 3 nokta.

Yörgüç Paşa Camisi, Torumtay Türbesi, Gök Medrese Camisi, Amasya Müzesi’nden 350 metre sonra aynı cadde üzerinde karşı karşıya yer alıyor.
(18-Torumtay Türbesi ile ilgili birkaç bilgi)
(19-Gök Medrese Camisi ile ilgili birkaç bilgi II.Bölümde)

Ferhat Su Kanalı ise Amasya’nın Tokat (ya da Mecitözü) yolu çıkışındadır. Amasya merkezden çıkıp Helvacı Mahallesi civarında solda eski ve bakımsız koca bir taş ocağı ve fabrika alanı görürsünüz. Bu fabrikanın sağında ve solunda, yerden 1,5 metre yükseklikte görebilirsiniz. Yol boyunca çizgi halinde ayırt edebilirsiniz. Şimdilerde Amasya’ya yakışmayan o eski fabrikanın kaldırılıp, aynı alana bir rekreasyon alanı oluşturma projeleri var. Umarız biran önce bu görüntü kirliliğine çözüm olacak adımlar atılır.

(20-Ferhat Su Kanalı ile ilgili birkaç bilgi)

Amasya’da gezilebilecek başka yerler?
Amasya merkez dışında gezilecek çok sayıda yer, görülecek pek çok mekan var. Özellikle Merzifon ilçesi, kiliseleri, saat kulesi, Kara Mustafa Paşa ve Abide Hatun camileriyle, Tavşan Dağı’ndaki mesire yeriyle apayrı bir değer.
Gümüşhacıköy’de Ermeni kültürünün izleri, Taşova İlçesinde Borabay Gölü, Mecitözü yolunda Gözlek Kaplıcaları ve Terziköy Kaplıcaları, Oluz Höyük, Hamamözü ilçesindeki Hamamözü Kaplıcaları, Göynücek ilçesindeki Göynücek Kaplıcaları, görülebilecek diğer yerler arasında.

Amasya’da ne yenir?
Amasya, şehzadeler şehridir ve saray mutfağına ev sahipliği yapmıştır. Buna rağmen biz Amasya’ya özel çok fazla yemek çeşidiyle karşılaşamadık. En yaygın telaffuz edilen yemek Tokat kebabı. Adı üstünde. Tokatlı. Her saat her yemeği her yerde bulamayabilirsiniz. Keşkek, bamya çorbası, çatal çorbası, Amasya yağlısı diğer bazı yemekler.
Yalıboyunda, Yeşilırmak kenarında bir şeyler yiyebileceğiniz güzel yerler var.
Örneğin Amaseia’da yöresel örnekler tadabilirsiniz. Irmak manzaralı balkonunda yalnızca 4 masa bulunuyor. Ama konağın içinde yer bulabilirsiniz. Yine de Uşak Ezogelin Restaurant’ta yediğim o nefis, iri etli keşkekten sanırım, buradaki türevini pek beğenmedim.
Bizim favorimiz Strabon Restaurant. Yine yalıboyunda, kaliteli servisi ve dekoruyla, kat kat bir restaurant. Bizim genelde oturmayı tercih ettiğimiz Yeşilırmak ile iç içe balkonu, 50 kişi kapasiteli. Önceden kalabalık rezervasyon yaparsanız, mevsimlikler dışında her yemeği her zaman bulma imkanınız var. Çatkapı giderseniz de tereyağlı bonfilesini mutlaka yiyin. Mezelerini tadın. Bir bardak soğuk biranızı da eksik etmeyin. Şansınız varsa balıkları da harika. Çok da güzel Türk kahvesi keyfi yapabilirsiniz. Kat kat olan bu restoranda bazı akşamlar canlı müzik denk geldi bize ama hangi günler, arayıp sormak lazım. Gidince bizden selam söyleyin. Eski personel “kırmızı saçlı madenci bayan” ı mutlaka hatırlayacaktır. 🙂  Bir dönem her ay oradaydık.

Strabon Restaurant 0 358 218 15 15

Yok benim canım Adana kebap çekti derseniz merkezde diğer bir seçenek;
Gaziantep Ocakbaşı 0 358 212 07 02 Belediye iş merkezi 2.kat no:35

Şehir manzarasında yemek yemek isterseniz Çakallar Tepesi’nde Ali Kaya Restaurant, size hem ana binası hem terasıyla güzel bir manzara sunuyor. Dışarıda yemek yediğimizde kedilerden pek rahat edememiştik. İç mekan birkaç katlı. Manzara güzel. Yemekler özel tatlar taşımasa da, ta tepeye çıkmışken hayal kırıklığı yaşamıyorsunuz. Akşamları, canlı müzik de varsa, meyhane-restaurant havasında. Misafir ağırlama mecburiyeti ile 3 kere gittik. Ama artık pek uğramıyoruz. Yukarıya çıkmak zor değil. Arabanız varsa herkes yolu biliyor. Arabanız yoksa sakın yürümeyin, çok dik bir yokuş. Pazarlıkla taksiler 10 TL civarında bir rakamla çıkarıyor sizi.

Amasya’dan ne alınır, ne yapılır?
Bizim klasiğimiz buzdolabı mıknatısı. Ama yok istemem derseniz, el işi örgü, taş baskı kumaş, tahta işleri, ahşap ev maketleri alabilirsiniz.
Biz en son gittiğimizde, özel hediyelik karton kolilerde paketlenmiş kirazlardan almıştık. Bayezid Camisi’nin hemen arkasındaki (üst yol) manavlardan alabilirsiniz.
Misket elması çok aramayın. 2 yılda bir mahsul verdiği için artık pek üretilmiyor. Ama biz hala her gittiğimizde Amasya çöreği alırız Bimarhane’nin oradaki fırından.

Amasya’da nerede kalınır?
Buradaki adetten; oteller, binanın eskiden ait olduğu ailenin adlandırdığı torun, çocuk, eş, anne vs isimlerinin verildiği odaların aynı isimleriyle hizmet vermeye devam ediyor. Örneğin Emin Efendi konaklarında Emin Efendi’nin eşi Fatma Hanım ismiyle anılan konaktaki odalar torunlara ait: Arda, Tuna, Berke, Engin, Berkin, Cansu, Nil, Elif ve Oya. Ya da Grand Pasha otelde en üst katta cumbalı odanın ismi Şahn-ı şirin gibi, şehzade oda, baş oda, çeyiz oda, gelin oda, güvey oda, paşa odası, acem odası gibi isimlere de rastlamak mümkün.
Şehir ışıklarını kuşbakışı izlemek ister, havuz keyfi düşünür, konağın sıcak ortamı yerine daha standart bir otelde kalmak isterseniz de Çakallar mevkisinde (Ali Kaya bölgesinde, tepede) 4 yıldızlı Apple Palace Otel var. Konaklara göre tabi ki daha ferah odaları var. Akşam yemeği kale, kaya mezarları ve şehir manzarası eşliğinde terasta. Ama biz biraz daha ev gibi hissedeceğimiz konakları tercih ediyoruz hala.
Melis Otel ise Amasya Müzesi’nin bulunduğu caddenin biraz ilerisinde, eski bir konağı düzenlemişler. Her katında, köylerden ve evlerden topladıkları eşyalar var. Kömür ütüleri, küpler, saban parçaları, bakır kap kacaklar… Sabahları, anneanneniz size tereyağlı ekmekler hazır diye seslenecek zannettiğiniz bir ortamda uyanıyorsunuz. Ev gibi yani. Sevimli terasında kahvaltınızı yaparken kale manzarasını görebiliyorsunuz. Güzel bir butik otel düzenlemesi deriz. Tavsiye ederiz.

Amasya’daki otel ve konaklardan bazılarının telefon numaraları:
Emin Efendi Konakları telefon: 0358 213 00 33             www.eminefendi.com
Gül Evi (Emin Efendi Konakları) telefon: 0358 212 66 22
Harşena Otel telefon: 0358 218 39 79                                www.harsenaotel.com
Grand Pasha telefon: 0358 212 41 58                                 www.grandpashahotel.com
Büyük Amasya Oteli telefon: 0358 218 50 80
Amasya Apple Palace telefon: 0358 219 00 19
Melis Otel telefon: 0358 212 36 50                                      www.melishotel.net

Yerler hakkında açıklamalı bilgiler için II. Bölümümüzü ziyaret ediniz…

Tüm Amasya fotoğraflarımız için picasaweb albümümüz

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bu yazı Günaydın Gezginler© tarafından hazırlanmıştır. Marka tescilimiz bulunmakta, fotoğraf ve yazılarımız telif hakkı taşımaktadır. Alıntı veya kopyalama yapılması durumunda referans olarak Günaydın Gezginler ismi ve sitemize bağlantı verilmesi gerekmektedir. E-posta adresimiz gunaydingezginler@hotmail.com

3 Responses to Amasya 1.Bölüm

Bir cevap yazın