Günaydın Gezginler Kültür Tarih Gurme Doğa Fotoğraf Gezi

Doğanın mücevheri Salda Gölü

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr


saldaDSC_1709

Sene çok eski sene, Ankara’da iş yerinden arkadaşım Betül demişti ki “Ben Burdur’luyum. Bizim köyümüz göl kenarında harika bir köy. Plajıyla, suyuyla, manzarasıyla cennet gibidir. Keşke bir gün gelebilsen.”

Ben de sanıyordum ki bildiğimiz Burdur Gölü kıyısında bir yerlerde evleri var. O yüzden de uzun zaman, haritaya bile bakmaya yeltenmemiştim.

Gel zaman git zaman, memleket, turizm ve fotoğraf sohbetleri açıldıkça aslında Burdur Gölü’nün yakınlarında Salda Gölü diye bir yer olduğunu öğrendik önce. Ufkumuz daha da genişledi. Haritada yerini bile bilmediğimiz bir göl, gidip de görmüş, yaşamış, gezmiş olanların anlatımlarıyla harikalar diyarını çağrıştırmaya başladı. İyice merak uyandırmaya başladı. Türkiye’de köy köy gezmediğim pek şehrim kalmamıştı ama her nedense bir türlü kısmet olmamıştı Salda’yla tanışmak. 2015’te düzenlenen bisiklet festivaline, o kadar niyetlenmeme rağmen, fırsat bulup da gidememiştim. Meğer tanışmamız 2016 Nisan’ına kısmetmiş.saldaDSC_1716

Göle ulaştığım saatlerde güneş çoktan alıp başını gitmişti. 6 saatlik otobüs yolculuğu, üstüne 1 saat daha araba yolculuğundan sonra Yeşilova’daydım. Zaten göl de hemen azıcık kuzeyde. Yeşilova’nın bittiği yerde, gözleri kısık bir ay ışığında, yanından usulca geçtiğimiz su kütlesi, diğerlerinden çok da farklı değildi gece yarısı. Ama bir Ankaralı olarak, su kenarında olmak zaten her şekilde ayaklarımı yerden kesmişti. Göl etrafındaki Sit alanı kararları nedeniyle bu bölgenin tek oteli olan Lago Di Salda’ya vardığımda saat gece yarısını geçiyordu. Balkonuma çıktığımda gördüğüm o karanlık gölün, ertesi gün güneş vurduğunda nasıl bir şov yapacağını ve beni manzaranın içine çekeceğini tahmin bile edemezdim…

Sabahın erken saatleri…
Şehirde olmadığım zamanlar yapmaktan en keyif aldığım şey, odamın kapısını sonuna kadar açmak.

Oksijenle kuş cıvıltıları yarışır içeri girmek için. Mis gibi serin havayı ciğerlerime çekerken, yarı uykulu halde düşünürüm; ispinozlardan ve ibibikten daha uzakta öten bir şey var, acaba bu ses hangi türe ait? … Ama bugün daha merakla fırladım balkona. Acaba suyun rengi fotoğraflardaki gibi miydi?

Henüz hayır.

saldaIMG-20160416-WA0011Olsun. Ben yine de mutluydum. Önümde ışıl ışıl bir göl. En içimin sıkıştığı zamanlarda hayalini kurduğum tek tabloydu benim için; su kenarında kurulmuş bir çadır, katlanır kamp sandalyem, üzerinde duman tüten kahve bardağım ya da bir kadeh beyaz şarap… Bir gün çadırımla gelmeliyim buraya dedim kendi kendime. Sevdiğim ve bu hisleri paylaşmayı istediğim birkaç güzel insanımla…

Otelin şirin, bugüne özel, balonlarla doldurdukları küçük bir havuzu var. Göl kenarında gerekli mi diye soruyor önce insan. Ama gölde yüzmenin acemiler için çok da güvenli olmadığını düşününce, güzel fikir aslında. Yeter ki davullu zurnalı havuzbaşı düğünlerine kurban gitmesin. Böyle yerler sessiz ve nezih kalmalı.

saldaIMG-20160416-WA0013Keyifli sohbetlerin eşlik ettiği, güzel bir kahvaltının ardından, kimi zaman dahil olduğum, kimi zaman formaliteler boğmasın diye kaçtığım, turizm tanıtım organizasyonu, son hızıyla (!) başlamak üzereydi.

Özel bir davetle geldim Salda’ya. Turizm etkinlikleri kapsamında, daha önce katıldığım birçok tanıtım gezisi gibi, bölgenin tanıtımı için canla başla çalışan herkes, Salda’nın tüm marifetlerini dökmeye çalışmış ortaya. Bir yandan Star Diving Academy’nin deneyimli dalgıçları su altını fotoğraflamak için o buz gibi suya girdiler. Diğer yandan Burdur yamaç paraşütü ekibi, uçuşlarını tamamladı tek tek. Gölün neresine gitsek, yollardan bisiklet kulüpleri, patikalardan trekkingciler çıktı karşımıza. Kimi zaman onlara eşlik etmeye çalıştım kimi zaman da tepelere tırmanıp güzel birkaç kare yakalamaya çalıştım. Sonuç olarak, eksikleri olsa da güzel bir etkinlikti. Ancak, bölgenin geliştirilebilmesi adına daha çok yol kat edilmesi gerekiyor.

Küçük bir parantez:

Bu ülkede, doğa sporlarının ağırlıklı olduğu birçok etkinliğe katıldım. Eşofmanını çekip, spor ayakkabısıyla gelen, hatırımızı soran, bir arada oturup bizimle sohbet eden birçok mevki sahibi insanla tanıştım. Ne yazık ki siyah takım elbiselerini toza değdirmeyen, etraflarındaki kalabalıkla dolaşan insanlar, görünümleri için gösterdikleri düzeni, organizasyonlardaki gecikmeleri için gösteremiyorlar. Buradan ismini paylaşmamın doğru olmayacağı o güler yüzlü, misafirperver Kaymakamlarımıza, İl Kültür Müdürlerimize, Belediye Başkanlarımıza, kültür rotaları çalışmalarını canı gönülden destekleyen, içtenliğini esirgemeyen Valilerimize sevgilerimi yolluyorum. İyi ki sizin gibi insanlar var.

dalış
parasut

Yine her zamanki gibi genel bilgiler vererek sürdüreyim bu yazımı da.


saldaIMG_2816
“Salda” aslında oradaki bir yerleşimin de adı. Gölün batısında olan otelimizden, kuzeydeki kamp alanına, Doğanbaba Köyü plajına giderken, bir ara, gölden uzaklaşıyor yol. Salda Köyü’nün içinden geçiyorsunuz. Sonra yeniden göl ile buluşuyorsunuz. Ama ne buluşma!!! Bembeyaz upuzun bir sahil, bembeyaz bir burun. Ve ucunda beyaz adalar.

(Gölün rengi hala bildiğimiz, göl gibi olsa da sevmeye başladım ben burayı galiba…)

Evet işte bu noktadan sonra başlıyor esas eğlence.

saldaIMG_2835Biraz önceden aldığımız tüyolar, biraz sevgili Betül’ün desteğiyle, gölün fotoğraf çekilesi noktalarını öğrendik. atladığımız gibi arabaya, kıyı kıyı o muhteşem renkleri kovaladık. Bir kıyıdan ötekine, bambaşka şaşırıyorduk. Hatta bir noktada dayanamadık, fotoğraf makinelerimizi sahile terk ederek buz gibi suya bıraktık kendimizi. Fotoğrafçı arkadaşlar, size tavsiyem, hava durumunu çok iyi takip edin. Polarize filtre ve birkaç tatlı bulut ile, hatta bir de geniş açı lensiniz var ise, harikalar yaratmamak için bir sebebiniz yok. Benim şanssızlığım, gün içinde sadece 3 minik bulut olmasıydı. Hatırı sayılır bir yansıma pozu alamadım hiç…

saldaIMG_2375
Elbette ki saate göre değişse de fark ettik ki gün içerisindeki farklı saatlerde en az 2-3 noktada Maldivler pozu veriyor bize bu muhteşem göl. Tuhaf bir şekilde, bu bilgiyi paylaşasım yok 🙂 Gidin üşenmeyin her yerini gezin. Yüzün. Dönüşte bize havanızı atın olmaz mı?
saldaIMG_3000f

Gölün denizden yükseklik, Salda Gölü kıyısında 1.200 metre civarı. Burdur’dan daha serin olacağını unutmayın.

Göl derinliği yaklaşık 185 metre. Orda burada yazılana bakmayın, tabii ki dünyanın en derin gölü değil. Sonuçta dünyada 1000 metrenin üzerinde bile en az birkaç göl var. Ama yine de Türkiye için hatırı sayılır bir yeri var. Burdur bölgesindeki tüm göller genel olarak tektonik hareketler sonucu ortaya çıkmış. Okuduğumuz kaynaklara göre sanırım Salda da bunlardan biri. Zaten Kayadibi Köyü’nün göle doğru yaklaşan kısmındaki kayalık, burada ciddi bir kırılma olduğunu düşündürüyor insana.

Yüzey alanı, her sene gittikçe azalan su seviyesi nedeniyle sürekli değişse de yaklaşık 45 km2. Ne yazık ki ülkemizdeki su politikaları nedeniyle yer altı su seviyeleri düşüyor, yüzey sularına müdahale ediliyor ve Salda Gölü’nde de su seviyesi son hızla düşüyor. Çevresi yine kabaca 30km, karayolu olarak ise 35 km civarı.

Genelde ardıç ve çam ormanlarının bulunduğu bir bitki örtüsüne sahip. Gölün hemen kıyılarında yoğun bir orman dokusu yok. Hatta uzaktan bakıldığında çorak araziler gibi görünüyor ancak özellikle kayak merkezine doğru yürüyüş yapıldıkça yeşil örtü artıyor.

saldaIMG_2793Salda Gölü’nün korunma statüsü –TABİAT PARKI
Salda Gölü, peyzaj ve ekolojisi açısından olduğu şekliyle korunması ve yapılaşmanın önüne geçilmesi için 1989 yılı itibariyle I. Derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. Alınan bu karar sonrasında 1992 yılında ise Salda Gölü kıyısındaki bazı mahaller 2.derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiştir. Bir yerin 1. Derece sit alanı olması, o yerin nadir ve ilginç özelliklere sahip olması nedeniyle, bilimsel araştırmalar dışında koruma altına alınması demek oluyor.

2006 yılında Turizm Merkezi olarak Bakanlar Kurulu kararı alınmış ancak aradan geçen onca yıla rağmen bir şey yapılmamış olacak ki, ben, yenilenmiş temiz bir otel, kısa bir yürüyüş rotası, otel haricinde pek de bir yerde rastlayamadığım broşürler dışında pek de bir girişim görmedim ne yazık ki. Umuyorum yerel idareler bu konuya, göl ve çevresinin doğallığını bozmayacak şekilde bir el atar. Bölge halkı bu konuda inanılmaz heyecanlı olsa da, bu iş elbette ki onları düzgün yönlendirecek ve hatta destek olacak idarelerde bitiyor.

Flora (Bitki Varlığı)
Salda Gölü bitkiler açısından zengin bir göl. Bölgedeki 18 bitki türü, Önemli Doğa Alanı kriterlerini sağlıyor.
Bunlardan bir tür Sığırkuyruğu olan, bilimsel isimleriyle; Verbascum dudleyanım ve Verbascum flabellifolium türlerinin bilinen dünya dağılımları alanın güney kıyılarıyla sınırlı.
Salda Sığırkuyruğu (Verbascum pyroliforme subsp. dudleyanum) ise sıraca otugiller (Scrophulariaceae) familyasına ait çok yıllık otsu bir sığırkuyruğu alt türü.

Fauna (Hayvan Varlığı)
Göl çevresinde bulunduğum zaman zarfında, birkaç çift Angıt, Küçük batağan, Yeşil ağaçkakan, İbibik, İspinoz, Bahri, Büyük ak balıkçıl, Gri balıkçıl, Sakarmeke, dışında pek tür göremedim. Ama kuş arazisi yapmak için ayrı bir planlama şart tabi. Çevredeki bitki örtüsü müsait olduğu için de, yaygın türlerimiz, kaplumbağa, tilki, domuz gibi türlere rastlamak mümkün. Fazla insan faaliyeti olmadığı için eminim ilginç türler de vardır bölgede.
saldaIMG_2459

Salda Gölü Endemik* Balık Türleri
Ülkemize endemik 3 balık türünün bu bölgede yaşadığı belirtiliyor. İlgisini çekenler için bilimsel isimlerini yazayım.
Aphanius anatoliae, Aphanius splendens, Pseudophoxinus burduricus. Üçüncü türün adından da anlayacağınız gibi (burduricus) ifadesi, onun özel bir tür olduğunun vurgusu. Okuduğum kaynaklara göre Doç. Dr. Fahrettin Küçük, Doç. Dr. İskender Gülle ve ekibi bu bölgede yaptıkları çalışmalar sonucunda, Salda Gölü’nün oldukça yüksek magnezyum oranına bu kadar dayanıklı bu türlerin tükenmek üzere olduğunu tespit etmişler. Yine ve maalesef insan etkileriyle.
(*Endemik: Belli bir bölgede yetişen, o bölgeye özgü olan)

saldaDSC_1981MARS ile benzerliği olduğu doğru mu? Nedir bu Maldivler hikayesi?
İskoçya Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Russel’ın yaptığı çalışmalara göre Salda Gölü, Mars’ın yüzey özelliklerine sahip iki yerden biriymiş. Magnezyum yüklü kayaların bilim insanlarına faydasına aklım ermez ama bize görsel güzelliği açısından farklı ve özel bir deneyim yaşattığı kesin.

Zemin yapısı kilden oluşan gölde Yrd. Doç. Dr. Sena Akçer Ön’ün yürüttüğü çalışmaya göre gölde tespit edilmiş bazı canlı örnekleri yerkürenin en eski canlı türleri. Bu da Salda Gölü’nü önemli kılıyor. Göle atılan bir nesnenin etrafında, bir süre sonra beyaz bir kaplama oluşuyor. Bu da gölün hala manyezit ürettiğini gösteriyor.

saldaIMG_2862Salda Gölü Çamur Banyosu
Hepimizde dünyanın neresine gidersek gidelim, bir çamura bulanma sevdası vardır. Çamur faydalıdır denilip durduğu için mi biz bu eylemi yapıyoruz yoksa biz meraklısı olduğumuz için mi tüm çamurlar için faydalıdır dedikodusu yayılıyor bilemiyorum. Ama bu durumun psikolojik bir tarafı olduğu kesin. Sonuçta şehir hayatında o kadar çok mikrobun içerisindeyiz ki sürekli titiz olmak durumundayız ve bu bizde öyle büyük bir koşullanma oluşturuyor ki bulaşabileceğimiz bir çamur gördüğümüz an, yavru filler gibi içinde yuvarlanasımız geliyor. Kurallarımızı, bağımlılıklarımızı yıkıyoruz kirlenerek.

Birçok yerde şu şekilde yazılmış ifadeler bulabilirsiniz: Cilt hastalığı, sivilce, eklem ağrıları, kas ve kemik problemleri, sedef, siğil, kadın hastalıkları, selülit ve çatlaklara iyi gelir, antiseptiktir. Antioksidandır. Depresyonu söker alır…

İnanması size kalmış. Sonuçta Salda Gölü’nün şimdilik tertemiz olduğu kesin. Şehir atıkları henüz buralara ulaşamamış. Ancak doğa steril değildir unutmayın. Tedbirli olun. Bilimsel sonuçları yoksa hiçbir tavsiyeye kulak asmayın. Eğlencesine yapacaksanız da bol bol tadını çıkarın.

saldaIMG_2965Salda Gölü’nde yüzmek…

….mümkün. Ancak her, gölde yüzme deneyimi yaşamış insan bilir ki tatlı suda yüzmek risklidir. Tuzlu su gibi sizi kaldırmaz. Bir de bu gölün zemininin kaygan bir kil yapısında olduğunu hesaba katarsak…

Şöyle örnek vereyim. Fotoğraf çekmek için suya girdiğimde bahar ayı olmasından dolayı suyun soğukluğu dışında daha vahim bir durum vardı. Dışarıdan baktığınızda sapasağlam duran, rüzgarın şekil verdiğini düşündüğünüz o bembeyaz kıyı şeridi aslında çamurmuş. Yürümeyi yeni öğrenen bebekler gibi paytak paytak ve elimdeki fotoğraf makinasını düşürmeden yürümek gerçekten marifet gerektiriyordu. Bunun için önerim, gölün “plaj” olarak belirlenmiş yerlerinde suya girmek. Öyle her bulduğunuz yerde atlamayın.

Geçmişte Salda Gölü’nde, kendi halkından insanların bile boğulma olaylarına karıştığını öğrendik. Evet yüzün, ama tedbirli olun. Kahramanlık yapmayın.  Suda şakalaşmayın. Alkollü girmeyin. Açılmayın. Kramplara neden olabilecek durumlardan uzak durun.

Piknik imkanları var mı?
Gölün batı kıyısında Tabiat Parkı tabelasının yakınlarında, bir garip mesire yeri görünümlü, “Türk tipi” bir tesis var. İçeride pek de bir hizmet olmasa da giriş ücretli. Türkiye’deki diğer birçok koruma alanımızın aksine, ziyaretçi merkezi tarzında, bilgilendirecek hiçbir bina aramayın. Yok.  Görebildiğim, birkaç çardak. Yeni düzenlemelerin yapılmasını umuyorum. Siz yine Doğanbaba Plajını seçin en iyisi. Hem köye katkınız olsun hem manzaranın keyfini sürün.

salda20160416_101514
Salda’da Çadır

Elbette ve kesinlikle. Otel zaten konum olarak ideal ama çadır keyfi yapmak isterseniz plajlardan faydalanabilirsiniz. Otelin imkanlarından faydalanmak isterseniz de eminim ki Ethem Bey sizi üzmeyecek rakamlarla bu hizmetlerden faydalanmanızı sağlayacaktır. Ya da belki Doğanbaba Köyü’ne gidip, manzarası güzel yüksek bir yerden, Salda’ya karşı uyanmak da güzel olacaktır.saldaIMG_2353

Salda Gölü’ne nasıl gidilir?
Salda Gölü,  Burdur şehir merkezinin ve Burdur Gölü’nün güneybatısında kalıyor. Şehir merkezinden ulaşım 1 saati buluyor. Otobüs seferleri ve Yeşilova araçlarının kalkış saatlerini tutturmak biraz marifet gerektiriyor. Ama Yeşilova, Denizli-Burdur yolu üzerinde. Bunu da dikkate alırsanız belki daha çok araç yakalarsınız.

Yeşilova’ya ulaşmış olmanız, Salda’ya ulaştığınız anlamına gelmiyor. Gölün ilk noktasına varmanız için yaklaşık 5km daha var. İlk kamp alanı 7-8km içinde. Kuzeydeki Doğanbaba plajı kamp alanı ise gölün yarısını geçmeniz gerektiği anlamına geliyor ki, buralara özel araç dışında ulaşım yok. Şansınız varsa otostop çekersiniz. Doğanbaba Köyü’ne ulaşım, gölün batı yakasından 20km, doğu yakasından 15 km. civarı. Ancak doğu yakasında yollar pek de düzgün değil belirteyim.

saldaIMG-20160416-WA0048Salda’da ne yenir?
Rivayete göre göl aynalı sazan doluymuş. Ama gelin siz hiç uğraşmayın. Gidin göl kıyısındaki tesislerde, mesela Sultan Pınarı’nda veya otelde mis gibi alabalığınızı yiyin.

Büyük masaları dolduracak kadar zengin menüye sahip, turizm altyapılı restoranlar veya salaş ama turistik, lezzeti bol sevimli işletmeler henüz mevcut değilse de, biraz kurcaladığınız zaman eminim güzel lezzetlere ulaşacaksınız. Bana şiddetle tavsiye edilen, “Burdur şiş”i, bir aile işletmesi olan ve arkadaşımın da selamıyla gittiğim Yakamoz’da denedim. Gereksiz süslü püslü garnitürlerden arındırılmış, etin tadına varabileceğiniz nefis bir tat. Başka neler mi var? Gidin görün. Mis gibi çorbasıyla başlayın mesela. Açız diyin, neler ortaya çıkarıyorlar, görün . Otogar’ın hemen karşısında.

Göl kenarında  Sultan Pınarı Restoranı bulmanız kolay olur. Denemedik ama tavsiyeler aldık.
Biz genelde kırsala giderken, muhtarı vs ararız imkanlarla ilgili. Doğanbaba Muhtarı da eminiz ki sizi uygun şekilde yönlendirecektir. Zaten plajda da önceden haberdar ederseniz, her tür yemeği bulma imkanınız var.

Başka?
Bölgede gölde yüzmek ve çevre gezisi dışında, bisiklet parkurlarında dolaşabilir, trekking rotalarını tamamlayabilir, su sporlarıyla uğraşabilir, özellikle su sporlarına yönelik organizasyonları takip edebilir, kuş gözlemciliği yapabilirsiniz. Bu konudaki en iyi tavsiyem, her zamanki gibi fotosafari olacaktır.

saldaIMG_2366Henüz deneyimlememiş olsam da, Salda Kayak Merkezi, yakın çevredeki insanların sık sık gittiği bir yer. Ancak gidip görmediğim için, pek sağlıklı bilgi aktaramam doğrusu.

2.079 metredeki Salda Kayak Merkezi, Eşeler Yaylası’nda Tınaztepe yamacında. Yeşilova’ya 15 kilometre mesafede bulunan tesiste 8860 metre uzunluğunda telesiyej hattı, uzunlukları 1000 ile 1500 metre arasında değişen, çeşitli düzeylerde 5 pist bulunuyor. Aralık-Mart aylarında yaklaşık kar yüksekliği 50-100 cm.

2 kişilik askılı T tipi self servis Teleski, Kafeterya, İçmesuyu işleri 16.12.2011 tarihinde tamamlanarak 2012 yılı kış sezonuna yetiştirilmiştir.

Salda Gölü’nün kuzeyinde Çorak Göl veya Akgöl adıyla geçen küçük bir göl bulunuyor. Yeşilova – Orhanlı- Dereköy hattını takip ederseniz 25 km sonra göl kenarındasınız. Burada yansıma fotoları çekebileceğiniz gibi, şansınız varsa flamingolar rahatlıkla izleyebilirsiniz. Siz onları ürkütmediğiniz ve yaşam alanlarını taciz etmediğiniz sürece onlar size bol bol poz verecektir.

saldaaUntitledBiraz daha kuzeye gittiğinizde , rampanın sonunda muhteşem bir göl manzarası karşınıza çıkacak. Kocaman tarım alanlarının uzandığı bu göl ise Acıgöl, diğer adıyla Çardak Gölü. Vaktiniz var ise görmeye değer. Ama yoksa, en azından tepeden bir fotoğraf çekebilirsiniz.

saldaIMG_3141Yine Yeşilova’dan yaklaşık 25 km doğuda, Yarışlı Gölü var. En çok flamingo ve diğer kuş türlerinin burada olduğu söylense de biz pek denk gelmedik. Şansınıza işte. Bölgedeki gölleri sırayla keşfe çıkmalısınız.

Elbette ki buraya yakın mesafede, ülkemiz için oldukça önemli bir sulak alan var. Burdur Gölü Ramsar Alanı. “Ramsar Alanı” kavramından, Kızılırmak Deltası yazımda bahsetmiştim. Bazı meraklı okuyucularımız hatırlar. Dolayısıyla bu yazıyı yalnızca Salda Gölü etrafında bırakmak ve Burdur Gölü’nden bir başka yazıda bahsetmek daha iyi olacaktır. Yine de es geçmeden söylemek isterim ki, Burdur Gölü’nde “Dikkuyruk”ların peşine düşmeli, onları fotoğraflamalı, alanın koruma statüsünün devamlılığına destek olmalısınız.

Yazıyı hazırlamamda emeği geçen eski dostum, Kültür Rotaları Derneği Yönetim kurulu üyesi Ersin DEMİREL’e ve yeni dostumuz Lago Di Salda Oteli sahibi Ethem ŞENEL’e özellikle teşekkür etmek istiyorum.

Ve tabi Betül. Sevgili arkadaşım. Bir gün Salda’da bir araya gelmek dileğiyle…

Sevgiler… AYÇA
saldaIMG_3012

Facebooktwitterrsstumblrinstagramflickr

Bu yazı Günaydın Gezginler© tarafından hazırlanmıştır. Marka tescilimiz bulunmakta, fotoğraf ve yazılarımız telif hakkı taşımaktadır. Alıntı veya kopyalama yapılması durumunda referans olarak Günaydın Gezginler ismi ve sitemize bağlantı verilmesi gerekmektedir. E-posta adresimiz gunaydingezginler@hotmail.com

3 Responses to Doğanın mücevheri Salda Gölü

Bir cevap yazın